Takashi Miike’den uzun uzun bahsetmeme gerek yoktur. Sinema ile ilgilenenler bu dahi herifin aynı zamanda manyak ve grotesk bir havaya sahip olduğunu çok iyi bilir. Normal bir filmini göremezsiniz. Tüm filmlerinde aklınıza gelemeyecek ruh halleri ve görüntüler ile neye uğradığınızı şaşırırsınız.
Gozu isimli filmi ise şaşkınlık verici. Gozu, “İnek Başı” anlamına geliyor. Bir yakuza mafyasının üyesi olan Minami’nin başından geçenlerin anlatıldığı film, Minami’nin çok değer verdiği ve abi diye seslendiği Ozaki’yi yakuza patronunun emriyle ortadan kaldırma macerası üzerinden şekilleniyor. Minami Ozaki’yi kaybedince olaylar birbirini kovalıyor ve kendinizi garip bir dünyanın içinde buluyorsunuz.
Tüm bu olaylara sebebiyet veren şey ise oldukça komik bir şekilde gelişen, yarıcı bir olaydır. Patron aylık raporlama için elemanlarının mekanına gelir. İnanılmaz bir sessizlik vardır. Kimse bir şey konuşmaz. Ozaki patronun gözlerine bakarak yavaş yavaş konuşmaya başlar. Hemen camın önünde duran süs köpeğinin aslında Yakuza Ölüm Köpeği olduğunu ve kendilerini öldürmek için orada beklediğini söyler. Elemanlar bir minicik köpeğe bakar, bir de Ozaki’ye. Ozaki tam bir paranoyak halini almıştır ve bu ilk değildir. Herhangi bir arabayı bile Yakuza Ölüm Makinesi olarak gören, içindekileri öldürmek isteyen paranoyak bir manyak olup çıkmıştır.
Ozaki bir anda dışarı fırlar. Minicik köpeği yerlere vura vura, tekme savura savura, ipinden sallayarak evire çevire döverek ve mekanın camına yapıştırarak katleder. Bu katliam, bu olayın minik bir sahne olduğunu ve sonraki sahneler dikkate alındığında sıradan kalacağının habercisidir.
Şu ana kadar izlediğim en absürd filmlerin başında gelen Gozu, özellikle çekim tekniği, ışıklandırmalar ve kurgusuyla akıllara durgunluk veriyor. İzlediğim en absürd filmlerin bir çoğuna imza atan ismin Miike olması rastlantı değil. Tamamen kendine has bir çizgisi var. Miike’nin neredeyse tüm filmlerinin anormal olması, bir çok olayın bizlere anlamsız gelmesi, normal karakterlerin olmaması, filmi izlerken içeriğini kafamızda bir türlü oturtamamamız ve birçok yozlaşmışlıkla karşı karşıya olmamız sır değil. Miike, uzun zamandır bu tarz filmler çekerek Japonya’nın son yıllarda toplum olarak çöktüğünü, aileler arasındaki eski bağların kalmadığını ve toplumun müthiş bir yozlaşmışlık içinde çürüdüğünü böyle anlatıyor bizlere.
Filme dair karelere bakmak bile nasıl bir film olduğuna dair ufak ipuçları veriyor.
Gozu isimli filmi ise şaşkınlık verici. Gozu, “İnek Başı” anlamına geliyor. Bir yakuza mafyasının üyesi olan Minami’nin başından geçenlerin anlatıldığı film, Minami’nin çok değer verdiği ve abi diye seslendiği Ozaki’yi yakuza patronunun emriyle ortadan kaldırma macerası üzerinden şekilleniyor. Minami Ozaki’yi kaybedince olaylar birbirini kovalıyor ve kendinizi garip bir dünyanın içinde buluyorsunuz.
Tüm bu olaylara sebebiyet veren şey ise oldukça komik bir şekilde gelişen, yarıcı bir olaydır. Patron aylık raporlama için elemanlarının mekanına gelir. İnanılmaz bir sessizlik vardır. Kimse bir şey konuşmaz. Ozaki patronun gözlerine bakarak yavaş yavaş konuşmaya başlar. Hemen camın önünde duran süs köpeğinin aslında Yakuza Ölüm Köpeği olduğunu ve kendilerini öldürmek için orada beklediğini söyler. Elemanlar bir minicik köpeğe bakar, bir de Ozaki’ye. Ozaki tam bir paranoyak halini almıştır ve bu ilk değildir. Herhangi bir arabayı bile Yakuza Ölüm Makinesi olarak gören, içindekileri öldürmek isteyen paranoyak bir manyak olup çıkmıştır.
Ozaki bir anda dışarı fırlar. Minicik köpeği yerlere vura vura, tekme savura savura, ipinden sallayarak evire çevire döverek ve mekanın camına yapıştırarak katleder. Bu katliam, bu olayın minik bir sahne olduğunu ve sonraki sahneler dikkate alındığında sıradan kalacağının habercisidir.
Şu ana kadar izlediğim en absürd filmlerin başında gelen Gozu, özellikle çekim tekniği, ışıklandırmalar ve kurgusuyla akıllara durgunluk veriyor. İzlediğim en absürd filmlerin bir çoğuna imza atan ismin Miike olması rastlantı değil. Tamamen kendine has bir çizgisi var. Miike’nin neredeyse tüm filmlerinin anormal olması, bir çok olayın bizlere anlamsız gelmesi, normal karakterlerin olmaması, filmi izlerken içeriğini kafamızda bir türlü oturtamamamız ve birçok yozlaşmışlıkla karşı karşıya olmamız sır değil. Miike, uzun zamandır bu tarz filmler çekerek Japonya’nın son yıllarda toplum olarak çöktüğünü, aileler arasındaki eski bağların kalmadığını ve toplumun müthiş bir yozlaşmışlık içinde çürüdüğünü böyle anlatıyor bizlere.
Filme dair karelere bakmak bile nasıl bir film olduğuna dair ufak ipuçları veriyor.