1967 yılında Long Island’de doğan Chuck Schuldiner, 9 yaşındayken kardeşi Frank’i kaybeder. Bu olaydan çok etkilenen Chuck, iç dünyasına gömülür, yeni bir uğraş bulur. Elindeki gitar ile müzik yapmaya başlar. 15-16’sına geldiğinde yepyeni bir tür yarattığı söylenir: “Death Metal”. Kardeşinin ölümünün getirdiği derin bir bakış açısıyla grubunun adını DEATH koyar. Akabinde birbirinden mükemmel harika albümler ardı sıra derin ruhlara fırlatılır. Bir farklılık vardır bu eserlerde. Özellikle sözler, etkileyici bir felsefe rafine etmiştir derinliklerinde. Hayatın acımasızlığını gözler önüne serer ama bu acımasız hayat karşısında her daim mücadele edilmesi gerektiğini cümlelerin arasına serpiştirir Chuck. Hem de mükemmel bir şekilde.. Söylemleri çok etkileyici, derin, balyoz kadar ağır ve sersemleticidir.
Aradan geçen yıllar sonrası Chuck kansere yakalanır. Beyninde bir tümöre rastlanır. Hayatını depresif bir şekilde yaşayacağına ya da kendisini öbür dünyaya postalayacağına hayatına her zaman olduğu gibi sıkıca tutunur. Savaşır. Mücadele eder. Her zaman eserlerinde bizlere yansıttığı gibi. Başaramaz ama. Başaramadığında takvim yaprakları 13 Aralık 2001’i göstermektedir.
BITE THE PAIN
Bedenine bakarsan
Yara izlerini görebilirsin
Ama gözlerde
Farkına varan gözlerde
Gerçek farkedilemez
Resmedilen bir kan damlası değildir
Ama nasıl kanadığını bilirsin
Keskin kenarlı silahtan sakınırsın
İnsanoğlu diye isimlendirilen
Arzu bir kalkandır
Ve güçlü olma isteği
Öldürmek yerine
Kazanan biri oluşumdandır
Açlığınızla beslenmeyeceğim, onun yerine
Acıyı ısırıyorum
Geriye bakmayacağım ama ilerisi için
Sert bir şekilde ısırıyorum
Düzenbazlığın izlerini örtebilmek için
Ve hançerler ruhunuzdan fışkırıyor
Acı, pişmanlığın gözyaşları
Faydasızca akıyor, pişmanlık için artık çok geç
Koru bunu
Bir dahaki hastalıklı kader oyununa kadar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder