24 Ocak 2011 Pazartesi

What's Heavy? (Bölüm VII - Son)


1990’lı yıllardan başlayarak 96-97’li yıllara kadar geçen süreç içerisinde Black Metal büyüdükçe büyüdü, liriksel ve soundsal anlamda yeni yaratıcılıkların peşine düşüldü, akıllar zorlandı ve birbirine zıt ideolojiler çevresinde farklı bakış açıları ortaya çıktı. Özellikle absürd bakış açıları bu zamanda güçlü bir hal almıştır: Faşist bakış açıları, pagan inanışlar, bu düşüncelerin çeşitli varyasyonlarla melezleştirilmesi, her şeyi yok etmek ve kendini her şeyin ötesinde görmek... Bunların yanında sanatsal içeriğin içinde Hıristiyanlığa baş kaldırıp şeytani polemikleri yapmak da vardı. Günümüzde faşist ve milliyetçi olarak adlandırılan Black Metal olgusu aslında Norveç’te ortaya çıktı ve bu tarza Nasyonal Sosyalist Black Metal deniyordu. Bu türde aslen eski dönemlerin ve o zamandan kalma pagan inanışların, yaşadıkları iklimsel koşulların ve tepkisel bir baş kaldırışın da etkisi vardı. Ama 90’lı yılların ortasından itibaren Black Metal ideolojisinde değişimler ortaya çıktı. Yıkıcı pasajlara ve vahşi bakış açılarına hayalci ve romantik akımlar da dahil oldu. Aynı esnalarda Death Metal de bir patlama yapıp daha teknik, estetik ve vurucu bir yapıyla ağırlığını koymuştur. Ama aslında bu estetik yapının ve değişimin altında daha farklı şeyler vardı: Ticari kar elde etmek, daha fazla satmak...

Black Metal’e artık sanat ile eğlence arası bir şeyler karışmıştı ve yeni bir tarzla beraber yeni yeni fanlar bu müziğe dahil edilmiş, artık opera tınıları da yerini almıştı. Bu akımda başı geçen gruplar ise Cradle Of Filth, Dark Funeral ve Dimmu Borgir’dı. Bu yeni akımda saf Black Metal etkisinden de bazı heavy tarzı kökenlerinden de demetler sunulmuştur. Aslında eski grupların kendilerince doğru yaptığı şeyleri söz konusu Yeni Akım Black Metal grupları undergroundlıktan alıp popülarizme ve ticarete dökmüşlerdir. Eski grupların takip ettiği yoldan ufak alıntılar yapılarak, underground Black Metal ile yeni çıkan eğlence tabanlı Black Metal kaynaştırılıp medyaya pohpohlanmıştır. 1997 yılı sonrası bir çok Black Metal fanı türemeye başlamıştır ki bundan daha doğal bir şey olamazdı. Çünkü Black Metal artık melodik, elektronik ve popülist araçlara da sahip olmuştu.

Metal müzikte 90’lı yılların modern bakış açısı altında Death ve Black Metalin ağırlıkları çok fazla olduğu için bu gelişmelerden ayrıntılı bahsetmek doğaldır. Her iki tür modern zamanlarda farklı modern fikirleri taşımışlardır. Death Metal kaos ortamında düzeni bulmak için yenilikçi düşünceleri saf yapıyı koruyarak ifade etmiştir. Black Metal de kendisini ifade eden objelerle bilinçaltındaki öyküsel anlatım biçimini saf gürültüyle filtrelemiştir. Death Metal güçlü etkiyi, yapıyı, kesinliği ve ahenk akışlarını melodiyle desteklerken, Black Metalde ana prensip olarak melodi kullanılmış ve her parçada ahenk zikzaklı bir görünüm çizmiştir. Death Metal genelde arka planda kalıp underground bir yapıda ticari olmadan devam ederken Black Metal’de bazı pasajlar oldukça ticari kaçmıştır. Death Metal yılların birikimi sonucunda daha hümanist ve sanatsal bir yön çizerken Black Metal, izleyicileri görünümüyle provoke ederek mantıklı sosyal konumları, korkuları küçük görüyordu. Bütün maddelere karşı iştah duymak, maddiyatçı insanları incelemek, ölümden ve eziyet olgusundan korkmayı inkar etmek, kontrol edilemeyen ve çılgın insanların dolu olduğu dünyadan pasajlar aksettirmek Death Metalin son zamanlarda taşıdığı ideolojilerdi. Yeni Black Metal akımları eskilerin sert düşüncelerinin ötesine giderek daha seçilir melodilere akıp, yaratıcılıklarını kullanarak daha geniş kompozisyonlara kayarak seçilebilir ideolojileri de aktarmışlardır.

Yıllar ilerledikçe ve modern zaman pasajları bizi bire bir kapsamışken her Metal müzik tarzı kendi tekniğini, soundunu, ilhamlarını fazlasıyla gözler önüne sermişti ve bu kadar çok sesli, teknolojik olarak ilerlemiş bir dünya üzerinde bir çok sound karınca sürüsü gibi yer bulmuştu. Artık müzikal tarzları ayırabilmek ve etiketlendirebilmek daha güç olmuştu. Çünkü katıksız olarak bir türe bağlı kalan grupları eskisi gibi görmek pek mümkün değildi. 2000’li yıllara gelinmişti ve artık ortada karınca sürüsü gibi türler, gruplar, ideolojiler gırla gidiyordu. Son dönemlerin ideolojik boyutlarından kesitler sunabilmemiz o kadar zor ki teknoloji, dünyanın iyice gelişmesi, global, kapitalist düzenin ve reklam alanlarının büyümesi, internet gibi bir teknolojinin artık Metal arenasında da çok etkili olması gibi nedenlerle Metal arenası çok hareketli bir yön kazanmıştır. Diğer yandan geçmişte belli müzikal kalıplarını koruyan bir çok grup değişik teknikleri gözler önüne sermişler ve herhangi bir türe katıksız olarak bağlı kalabildiklerini söyleyebilmemiz çok güç olmuştur. Aslında uygulanan yeni sanatlarda etiketlendirmeye gitmektense herhangi bir tür içine girme derdi olmadan bizzat yapılmak istenen tür yapılmıştır. İster samimi olsun, ister herhangi bir türe bağımlı olunmak istensin, ister piyasa amaçlı olsun, ister underground amaçlı olsun... Bu dönem aynı zamanda bir çok kavganın da yaşadığı dönemdir. Ortaya çıkan yeni Hardcore akımı, Nu Metal, endüstriyel ve elektronik bazı grupların gerçek Metal müziği yaralayıp yaralamadığı, ideolojik ve felsefi açıdan ne kadar doyurucu, gerçekçi, samimi ve olgun olduğu sürekli tartışma konusu olmuştur. Bu tartışmalar her zaman sürmekte ve Nu Metal gibi tarzlar Heavy Metal tarzı içinde düşünülmemiştir bazı kesimlerce. Artık günümüzde kulaklarımıza salgılanan sayısız müzikal yelpazeyi, felsefe ve ideolojiyi toparlayabilmemiz çok güç ama tam şu anda olan her şeyi, şu an bire bir yaşayan bireyler olarak görebiliyoruz.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Siz ne kadar mukemmel bir insansiniz; Galatasarayli olusunuza cok seviniyorum.

Jude

Duvardakiyazı dedi ki...

Tamamını okuyamadım ama güzel bir yazı dizisi olmuş..

Atilla Çelik dedi ki...

Yorumunuz için teşekkür ederim.

Adsız dedi ki...

bütün kalıplaşmıs düşüncelerin aksine müziğimizi bu şekilde tanıtmak acıklamak için sarfettiğiniz emeğinize sağlık.metali bağnaz bir düşünce sistemi olarak görenlerin şiddetle okumasını istediğim bir dizin bu.gercekten minnettarim.evet belki müziğimiz artık cok dallanıp budaklandı.ama her ne olursa olsun gercek metale sağdık belli bi kitle var.ve hiç bir zaman kaybolmayacak bir kitle..

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails