10 Kasım 2010 Çarşamba

Yüzyıllar Öncesinden Şok Edici, Gizemli Toplu İntiharlar


İntihar töreni, samurayların bireysel olarak yaptıkları dramatik, şahsi bir hareketti. Ama Japonya tarihine baktığımızda, bireysel intiharların haricinde toplu intiharlara da şahit olmaktayız. Bu konuda verebileceğimiz en önemli örnek, meşhur Dan No Ura deniz savaşıdır. 1185 yılında gerçekleşen bu savaşta, dikkate değer seri intiharlar görülmüştür. Hem bireysel hem de toplu olarak. 1333 yılında Kamakura düştüğünde toplu intiharlar gözlerden kaçmamıştır. Savaş bir taraf için büyük zaferdi ama diğer taraf için toplu intihar silsilelerine tekabül ediyordu. Kamakura’da gerçekleşen olaylar, bir çok samuray için onurlu bir son olmuştu.

O zamanlarda Kamakura deniz kıyısında yer alan sevimli bir şehirdi. Minamoto şogunluğu ve Hojo egemenliğinin başkentiydi. İmparatorun şehri olan Kyoto eski etkinliğini kaybetmişti ve ikinci plana düşmüştü. Bütün önemli kararlar, acımasız doğu savaşçılarının ana şehri olan Kamakura’da alınıyordu. Bu yüzden 1192-1333 yılları arasındaki dönem, Japonya tarihinde Kamakura Dönemi olarak isimlendirilmişti.

1331 yılında İmparator Go-Daigo tarafından başlatılan imparatorluk restorasyonuyla, Japonya’ya hükmeden Hojo kurallarına başkaldırı hareketi çıkışa geçmişti. Kusunoki Masashige’nin koruması altındaki dağlarda, Go-Daigo sığınabilme ve taraftar toplayabilme imkanını fazlasıyla elinde bulunduruyordu. İmparator, Hojo’ya karşı koyabilecek savaşçı bir aileye ihtiyaç duyuyordu. Nitta Yoshisada gibi bir adamı kendi tarafında bulmuştu. Aslında Yoshisada önceden Hojo’ya hizmet ediyordu. Bazı sebeplerden dolayı İmparatorluk tarafına geçmiş ve bir zamanlar karşı karşıya olduğu Kusunoki Masashige ile işbirliği yapmıştır. Kusunoki tarafı, yüzyıllar boyunca imparatorun topraklarında yaşamıştı ve sıradan bir feodal beye göre İmparatora çok şey borçluydu. Nitta ise daha düşük rütbeliydi ve kazanacak tarafı seçerek, daha fazla kazanç elde etmeyi planlıyor olabilirdi.

Nitta’nın imparatorluk tarafına geçmesi 1333 yılına rastlamıştı. Söz konusu taraf değiştirmeden kısa bir süre önce, Nitta Yoshisada şogunluk hükümeti tarafından kendisine verilen Kusunoki Masashige’nin savunduğu Chihaya Kalesi’ni kuşatma emrini yerine getiriyordu. Nitta’nın şehrinden, onu desteklediği bilinen ileri rütbeli samuraylardan mesaj gelince, Haziran ayında Kozuke’ye geri dönecek ve başkaldırdığını ilan edecekti.

Günümüz Kamakura Şehri


Japonya’nın idari başkenti olan Kamakura, o zamanlarda bir çok gelişimi üzerinde barındırmış, sayısız binalar yapılmış, büyüleyici bir hal almıştı ve günümüzde bu büyüleyiciliğini hala sürdürmektedir. Kamakura, üç tarafı dağlarla ve bir tarafı denizle çevrelenmiş bir şehirdir. Bu yönüyle otomatik olarak harika bir savunma şehri olarak dikkati çekiyordu. Tepelerdeki bir çok geçitte kontrol kuleleri mevcuttu.

Nitta Yoshisada, işte böyle bir şehre karşı imparatorluk tarafında yer alarak saldırıya geçecekti. Ordusunu kuzey, doğu ve batıdan saldırmak üzere üçe bölmüştü. Savaşın ilerleyen saatlerinde Nitta’nın savaşçıları, özellikle batıda çok güçlü savunma hattının kurulduğu Gokurakuji Geçidi’nde büyük başarılar kazanmışlardı. Nitta, olanları daha iyi görebilmek için yakına gelir ve denize çıkıntı oluşturan Inamuragasaki Burnu’nu çevreleyebilmek için Gokurakuji Geçidi’nin önemli bir şans olduğunu anlar. Sahilde gelgit çekilmesi vardı ama bu gelgit büyüdü. Hojo tarafı kuşatıcı bir saldırıdan ve okların yaylım ateşinden korunabilmek için, tekneleri kıyıya kısa bir uzaklıkla konuşlandırmıştı. Bu noktada efsaneleşmiş ve bir destan halini almış Kamakura Savaşı meydana geldi. Çünkü, Nitta Yoshidasa Güneş Tanrıçasına adak olarak kılıcını denize fırlatmış ve ordusuyla oradan ayrılmıştı. Hojo orduları, hem burunu korumak ve hem de geçitleri kollamak için bölünmüşken, Nitta’nın birlikleri, şehirde yanan evler arasında yumruk yumruğa acımasız bir savaşın içindeydi.

Inase Nehri’nin doğu ve batısında at arabası tekerlekleri yanıyor, siyah dumanlar yükseliyor, sahilin ilerisindeki şehir sakinlerinin evleri arasında ateşler ortalığı aydınlatıyordu. Azgın alevler büyük bir gürültüyle parıldarken, imparatorluk kanadında yer alan Genji savaşçıları her yerde ok atarak düşmanı sersemletiyor, kılıçlarıyla kelleler alıyor, boğuşuyor ve savaşıyorlardı.

Hojo ailesi mensupları savaşı kaybettiklerini görünce, oradan ayrılmaktansa gerçek bir samuray gibi ölmeyi kararlaştırır. Savaş sonrasında kaybeden samuray ordusu üyelerinin kendi yaşamlarını nasıl aldıklarını görecektik. Ama diğer efsane savaş Dan No Ura’ya göre bazı farklılıklar vardır. Dan No Ura’da toplu ölüm kararı son anda verilmiş, son anlar denizlerde boğularak yaşanmış ve yaşamlar verilmiştir. Ayrıca bir elveda şiiri yazılamamış ve seppuku töreni de görülmemiştir. Ama Kamakura’yı ve savaşı kaybeden Hojo ailesi üyeleri, elveda şiiri yazabilmiş ve seppuku töreni yapabilmişlerdir. Kısa bir örnek verirsek; Fuonji Shinnin olarak bilinen savaşçı keşiş, bir tapınağın direklerine kendi kanıyla elveda şiiri yazmış ve intihar etmiştir:

Kısa bir süre bekle
Shideyama Yolu üzerinde beraber yürüyebilmek
Fani dünyayı konuşabilmemiz için

Bir başka keşiş, pantolonunu kendi ölüm şiirini yazabilmek için kullanmıştır:

Ayrılmış saçlar acıyla tutulur
O boşluğu keser
Kudretli alevlerin içinde
Saf serin bir esinti

Bir rahip, kendi başını kesmesi için oğluna emretmiştir. Görevi yerine getiren gözü yaşlı oğul, tuttuğu uzun kılıcı kendi bedenine saplamıştır. Onlara hizmet eden üç hizmetçi, kendilerini kazığa oturtmuştur. Başları, şişe geçirilmiş balıklar gibi görünüyordu. Kadınlar da kendilerine Kamakura’nın düştüğü haberi ulaştığında intihar etmişlerdir.

Osai adı verilen bir dadı, yalın ayak 500-600 yard kadar koşar, defalarca düşüp kalkar, gözleri iyice göremeyecek kadar perişan duruma gelince, derin bir kuyuya atar kendisini.

İntiharın en dramatik sahneleri Hojo ailesinin en yakın üyeleri arasında gerçekleşen bir süreci oluşturmuştu. Onlar Toshoji olarak adlandırılan bir tapınağa çekilmişlerdi ve gariptir ki, çok ilginç bir anlama geliyordu bu tapınak: “Doğudaki Zaferlerin Tapınağı”

Toshoji Tapınağı


Tapınak duvarlarının arkasındaki gizli sığınakta, daha doğrusu mağarada, intihara hazır bir şekilde beklemişlerdi ve gerekeni yapmışlardı. Toshoji Tapınağı isim olarak daha fazla var olamadı ve adı “Harakiri Mağarası” olarak anılmaya başlamıştır ve hala da öyle anılmaktadır. Buraya günümüzde ziyaretler yapılmakta, bir nevi hacılık mertebesine ulaşılmakta ve taze çiçekler bırakılmaktadır.

Büyük aile üyelerinin bazıları, liderleri Hojo Takatoki’nin intihar edecek cesarete sahip olmamasından endişelenmişlerdir. 15 yaşında bir çocuk olan Nagasaki Shin’uemon büyükbabasını selamlayarak şunları söyler: “Buda efendimiz elbette yaptığımız bu işi kutsayacaktır. Gerçek evlat, babasının isminin onurunu getiren evlattır.” Bunları söylemesinin ardından, büyükbabasının yıllanmış kollarındaki damarları keser ve sonra da kendi karnını keserek büyükbabasının kollarına düşer.

İşte bu genç çocuğun yaptığı uyarıcı hareket, liderleri Hojo Takatoki’ye yönelikti. Taiheiki eserinde Toshoji Tapınağı’nda 283 Hojo adamının yaşamını aldığı aktarılır ve bu sayı büyümüştür. Bu eserde şöyle devam edilmektedir: “Azgın alevler yukarıya sıçrarken ve gökyüzü siyah dumanlarla kararmışken, salonda bir ateş parıldıyordu. Avlu ve kapıdaki askerler karınlarını kesiyor ve ateşe doğru koşuyorlardı. Babalar, oğullar, kardeşler ve bir yığın insan kılıçlarıyla intihar ediyor ve yere düşüyorlardı. Ölü bedenler bir yığın haline gelmiş ve kanları büyük bir göl oluşturmuştu. Bedenler alevler içinde kalmıştı. Sekiz yüzden fazla adam ölmüş ve tek bir yerde yedi yüz beden çürümüştü.”

Ölümler bu kadarla tamamlanmamıştı. Kamakura’da mağlubiyet haberi alan bir çok insan ölümüne koşmuştu. Söz konusu sayının 6,000 olduğu söylenmektedir. Böylece, Japonya tarihinde emsalsiz bir kıyım ortaya çıkmıştı. Hem de düşman kılıcına maruz kalmadan... Halbuki Hojo ailesi, zamanında Japonya’nın başını çok ağrıtan Moğolları yenmiş ve Japonya tarihinin en barış dolu zamanlarından birini getirmişti.

Shakado Tüneli


Kamakura’da gerçekleşen savaşın ne kadar feci bir boyutta olduğunu anlamak güç olmasa gerek. Hojoların yaşadığı deniz kenarındaki bir bölgede yer alan Zaimokuza alanındaki yapılan kazılar, analizler ve bulunan mezarlar konuya fazlasıyla ışık tutacaktır. Arkeologlar tarafından yapılan çalışmalarda, bir çok kuru kafa ve parçalanmış silahlar bulunmuştur. Toplu olarak gömülen askerlerin mezarlıklarına bakıldığı zaman, kurbanlardan hiç birinin yaralanmaktan ve ölümden korunmak için zırh kullanmadıkları, bir çoğunun baş bölgelerini tamamıyla korumasız ve zırhsız bıraktıkları ortaya çıkıyor. Kamakura’da yüzyıllardır beri gelen inanca göre, aslında samuraylar başka yerlere ve tepelik alanlardaki mağaralara defnedilmişlerdir. Bölgedeki kayalıklar oldukça yumuşaktır ve Kamakura’nın kuzeydoğusundaki tepeleri takip ettiğiniz yerde yer alan Shakado Tüneli’ndeki duvarlarda, bir çok defin oyuğu vardır. 10 Temmuz 1333 yılında Nitta Yoshisada şehri ele geçirip aradan yıllar geçtikten sonra, 1965 yılında yapılan araştırmada, bir heyelan sonucunda gömülmüş kurbanlara ait olan bir çok mezar taşı açığa çıkmıştır.

2 yorum:

Mert Kuyumcu dedi ki...

Hastasın sen hastaa!?! :)

Atilla Çelik dedi ki...

:)

Bu ruh hastalarının hastasıyım Mertçiğim. Ne yapayım?

:))

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails