Oralarda bir yerde saatlerce bir suratın kıvrımlarına bakabilir. Görebileceği şeyler, sadece onun görebileceği şeylerdir. Daha fazlasını göremez. Çıplak gözleri daha fazlasına imkan vermez. Ama oralarda bir yerde, görebileceği başka yüzler var. Sadece “seçilmiş kişilerin” görebilme yeteneğine sahip olabildiği.
Daha fazlasını görmek ister ve bunun için elinden gelen her türlü çabayı gösterir. Sahip olduğu potansiyel ve bakış açısıyla; hayal gücünü, derinliklerde saklanan bilinemez yeteneklerini, korkutucu düşünceler potansiyelini ve kimsenin kolayca düşünüp hissedemeyeceği ağırlığını ortaya koyarak, gizemli dünyaları görebilir. Kendi dünyasında yaşar. Gizemli dünyasında.
Daha fazlasını görmek ister ve bunun için elinden gelen her türlü çabayı gösterir. Sahip olduğu potansiyel ve bakış açısıyla; hayal gücünü, derinliklerde saklanan bilinemez yeteneklerini, korkutucu düşünceler potansiyelini ve kimsenin kolayca düşünüp hissedemeyeceği ağırlığını ortaya koyarak, gizemli dünyaları görebilir. Kendi dünyasında yaşar. Gizemli dünyasında.
Düşünebileceği şeyler gerçekten zordur
Oralarda bir yerde sakinleştirici rüyalar vardır
Güzelliği gör ve aklını koru
Kokusunu hayal et ve dokun tüm hayallere
Aranan, beklenen ve yaşanan yıllara rağmen, insanlar, yaşamın ne kadar karmaşık, gizemli ve hayal gücü ile dolu olduğunu tam anlamıyla göremiyordu. Haliyle el attığı, dinlemeye çalıştığı dünyaları algılayamazdı. Sahip oldukları önyargılı gözler bazı şeylerin önüne geçiyordu. Kulaklara dolan nağmelerin gerçek anlamını asla anlayamazlardı. Çağrışım yapmaktan ve hayal gücünden mahrum, gerçek manalardan bir o kadar uzaklardı.
Fakat diğer yandan tüm bunlar, gözlerin, kalbin ajanlığını yaptığı durumlarda tehlikeli bir hal alırdı.
Derin bir bakış... Kalbin ajanlığında...
Zaman bir kalem gibi.
Mavi çizer, huzura erişir.
Siyah çizer, ağacın gövdesinin çatırdaması gibi kalbi kırılır.
Siyah zemin üzerine beyaz çizer, temizlendiğini hisseder.
Elinde kalemle kazımaya gider, hayatın üzerine doğru.
Ve yazar... Kazır...
Hayatın karanlık geçişleri tecavüz eder ona. Ruhunu öldürür. Derine, daha derine saplar bıçak darbelerini. Her şeyin kötü gideceğini düşünür, sonsuza kadar. Hayatın tüm karanlık yönleri, tüm beyazları bir an için yok eder. Siyahlar beyaza nüfuz etmiş ve grilik dönüşümüne de izin vermemiştir.
Kalem gelir aklına. Siyahı beyaza çaldıracak kalem... Bir mücadele isteği... Yaşamı iyileştirme denemeleri...
Herkes yörüngesini bulmak zorunda
Herkes kendi içinde yalnız
Hiçbir şey bu gerçeği değiştiremez
Başını gökyüzüne kaldır ve aklını aç
Herkes kendi içinde yalnız
Hiçbir şey bu gerçeği değiştiremez
Başını gökyüzüne kaldır ve aklını aç
Eğer dünyevi ve hayata dair şeyler hakkında derin derin düşünmek ve konuşmak gerekiyorsa, en derin anlamlara ulaşabilmenin basitliği söz konusu değildir. Bazı şeylere inanç yoktur. İnanç yoksa ne anlatılabilir ki?
Çevresi karanlıktır... Kulakların ötesinde, ruhtur tamamen açık olan...
Yolculuğa çıkılmıştır bile. Gözler pür dikkat... Akıl, kalp, düşünüş ve hissedişler yaşamın özüne odaklı...Yavaş yavaş geriye sarmaya başlamıştır... Hayat filmini...
Gerisin geriye sarılır. Yaşamın en derin geçişleri, göz projektörlerinden beyne yansır. Sonuçlar belirir mimiklerde: Kahkaha, gözyaşları, umut, kalp kırıklıkları, heyecan, keyifsizlik, neşe, anlamsızlıklar... Ve akıllara gelebilecek her türlü hayat enerjisi.
Düşünmeyi denemeli
Tüm sözlerle düşünebilmeli
Kaçış yoktur rüyalardan
Yaşamak istediği hayallerden
Sığdırır. Kısa bir ana... Derin film şeridi ilerlerken ve dejavu! Yeni baştan. Tüm hayat süreci. En etkin olan, ruhu şekillendiren, ezen, okşayan, gülümseten ve gözyaşı döktürenleri...
Mimikler değişken! Şekilden şekle. Notalar şekillendirir... Derin derin, dibine kadar ve her saniyesiyle...
Zaman bitmiş gibi görünürken
Gelir ve kapını çalar
Sürpriz saldırılar geriye götürür
Farklı yüzünü gösterir ve dejavu!
Görür ki, tüm nota geçişleri, aslında bir film şeridi... En derin film sahneleri... En başa döner. Ama biter nihayetinde, en başa dönülünce... Hayat anılarının ve hayat enerjisinin en başına... Belki ana rahmine ve ceninliğe.
Biter notaların ilerleyişi. Gülümseme belirir nihayetinde...
Hisler saldırır, düşünceler haykırır
Kim olduğu mesele değildir
Herkes görünüşte aynıdır
Sadece kendi yaşamını tadar
Notalar topluluğunun neler anlatmak istediği, anlaşılır nihayetinde. Yaşama nasıl ışık getirdiği anlaşılır. Yaşamı ve ruhu nasıl iyileştirdiğine şahitlik edilir...
Beyinde çakan ışık, yüreğe seslenir. Sesleniş dudaklara vurur. Dudak hareket eder.
Fısıltıyla sözcükler dökülür...
Zaman her şeyi ortaya çıkarır... Zaman her şeyi iyileştirir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder