11 Aralık 2009 Cuma

Gıdak...


Kendisini bir anda tel örgüler arasında buldu. Sağa baktı... Sola baktı.... Gördüğü yüzlerce tavuktu.

Pis kokulu tavuklar...

Öylesine duruyor ve garip sesler çıkarıyorlardı. Varlığının bu tel örgüler arasındaki mevcudiyetini sorguladı. Düşündü, düşündü, bulamadı...

Biraz yürümek istedi ve sendeledi. Bir an kanatları açıldı.

Ne???

Kanatlar mı?

Evet... Kanatları vardı. Açmak istedi kanatlarını ve açtı. Bembeyaz kanatlar... Ufacık da gagası vardı. Kendini iyice inceledi. Birden garip bir ses çıkardı "gıdak" diye... Buna hiç bir anlam veremedi. Çok şaşırmıştı. Ama bunu yapmak hoşuna gitmişti. Bir daha yapmak istedi... Ama birden soluğu kesildi. Acı duymaya başladı. Titriyordu. Tüm vücudunu bir ağrı kaplamıştı, gerilmişti. Terlemeye başladı ve daha büyük bir acı beynini kapladı. Acısı doruğa tırmandı ve son kez titredi. Bir anda rahatladığını hissetti. Perdeli ayakları arasına baktı...

Yumurta... Bir tane yumurta duruyordu... Yumurtlamıştı...

Birden uyandı. Bir rüya görmüştü. Çevresine baktı. Gördüğü yüzlerce tavuktu. Kendisine baktı... Beyaz kanatları ve ufak gagası vardı...

Bir rüya dahi olsa, bir an için dahi olsa kendisini insan sandığı, bir insan gibi düşündüğü ve insan gibi hissettiği için kendisinden iğrendi.

O bir tavuktu...

Ve bundan daima mutlu ve memnun olmuştu...

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails