11 Haziran 2010 Cuma

Belgesel: Global Metal - #Endonezya#


Endonezya’dan İslamiyet, Siyonizm ve Heavy Metal’e Bakış

"Kitlesel bir gösteri gibi..."


Wendi Putranto:

"İşsizlik burada dalgalı seyirde, ileri derece kötü. Resmî olarak yüzde 10 ya da 11, gayrı resmi olarak ise muhtemelen yüzde 40 falan. Yani, çok insan oluyor. Burası büyük bir ülke. Çok lüks ve yüksek katlı binalarla dolu bir alandasınız ve sonra, tam oranın yanında, sokakta gecekondular var. Yani, insanlar tam bir sefalet içinde yaşıyor. Ve elmastan dağı, altından denizi olan bir ülkede bu kadar fazla sayıda yoksul insan görmek tam bir ironi. İronik, değil mi? Burası Endonezya işte."


Endonezya’da konser veren dönemin Sepultura vokalist ve gitaristi Max Cavalera şöyle diyor:

“Sanırım Brezilya ve içinden geldiğim Üçüncü Dünya şarkı sözleriyle bağlantılı bir yığın şey var. Çünkü bu onların sözleri. İçimdeki benle ilgili şarkı söylediğimde, bu sefil sokaklarda büyümekle falan ilgili. Sepultura da Üçüncü Dünya'dan geliyor ve Endonezya’da yoksulluk, adaletsizlik her yerde açlık çeken insanlar, rüşvet onların da şarkı sözlerinde, bunlardan bahsediyor. Yani, bu ülkede yıllar boyunca olanlarla çok iyi eşleşiyor.

Konserin yarısına doğru çocuklar çıldırdı. Her tarafta kaos, dostum. Sahne önünde kıyamet koptu. Bundan birkaç dakika sonra bütün konseri durdurdular ve ellerinde kocaman bambu sopalar vardı. Ve ilk sıradaki çocuklara vuruyorlardı. Tek bir ses çıkartmadan 20.000 kişiyi oturttular. Hayatımda böyle bir şey görmemiştim.”



Ve Metallica Endonezya’ya Geliyor

Oldukça toplumsal lirikleri ile dikkat çeken Napalm Death'in ön adamı vokalist Barney Greenway şöyle diyor:

“Çok kızgınım. Hayatın bu haline gerçekten kızgınım. Bu pis yerde büyümek zorunda olmalarına. Ve çoğu da bu pis yerde ölecek."

Endonezyalı bir metal hayranı:

"Peki sen bu konuda ne yapıyorsun? Yani, burada metal devreye giriyor. İnsanlar her yerden geliyorlardı. Surayaba'dan, hatta Bali'den, anakaradan, insanlar sırf Metallica'yı görmeye geliyorlardı. Biletleri alabilmek için babamın ayakkabılarını satmak zorunda kaldım. Ve, evet tabii ki babamı kızdırdım."

Metallica'dan Lars Ulrich anlatıyor:

"Konsere gelişimizi hatırlıyorum, dışarıda çok fazla insan vardı. Ve stadyum Jakarta'nın çok zengin bir kısmındaydı. Birçok politikacı ve para babasının yaşadığı yerdeydi. Ve burada, binlerce ve binlerce gençle, çok sayıda yetişkinceyiz. Anlarsın işte. Metallica bu stadyum duvarlarının diğer tarafındaydı. Ve biz çalıyorduk, bir yığın insan içeri giremiyordu. Sonra, bariz bir şekilde, orada kıyamet koptu.”

Sonrasında olan oluyor. Bileti olup da stadyuma giremeyenler ortalığı yakıp yıkmaya başladılar ve semti, evleri, her yeri ateşe verdiler.


“Ordu bizi kovalıyordu ve biz de.. Ben, ‘Efendim, biletim var. Stada girmek istiyorum. Stada giremiyoruz." diye bağırıyordum. Ve bize, ‘Sizi siyah tişörtlü pislikler sizi, hepiniz komünistsiniz' gibisinden bakıyordu ve sonra her şeyi sallamaya başladı, biz de kaçtık. Ve benim de... kafama vuruldu. Biletim bile vardı, ama onlar her şeye vuruyorlardı. Biletin var ya da yok, her şeye vuruyorlardı."

Metallica konserinden sonra bütün metal konserlerini yasakladılar. Bütün Rock konserlerini yasakladılar uluslararası hareketlerden, tabii ki. Çünkü Endonezya gençliğine kötü bir etki yapacağını düşünüyorlardı. Çünkü, yani bu bir tür kitlesel gösteri gibi.”


“Toplu gösteri gibi, tıpkı 1998'te olan esas devrimdeki gibi Suharto'nun, öğrenci hareketiyle iktidardan indiği zamanki. Suharto indikten sonra, onun döneminde ifade edilemeyip dizginlenen enerjinin salıverilmesi gibi bir şey vardı. Ve her yerde insanlar aniden bundan kurtuluverdiler, yani bu baskıdan. 32 yıl hiç de kısa bir süre değil. Artık hemen hemen her şeyi yapabileceklerini hissediyorlardı.”

Endonezya’nın en önemli metal gruplarından biri olan Tengkorak elemanı şöyle diyor:

“Kapitalist ülkeler Üçüncü Dünya ülkelerini daima bir kenara iterken bizim bunu kabul etmeyişimiz üzerine bazı şarkılarımız var. Bildiğiniz gibi Endonezya'nın çoğunluğu Müslüman ve bu yüzden, bizim terörist bir ülke olduğumuzu söylüyorlar. Biz bu ifadeyi kabul etmiyoruz. Şarkıların çoğunda güçlü bir siyasî ya da sosyal yorum var. Ama "Siyonizm'i Yok Etmek" adlı bir şarkı vardı.”


Bu şarkı vasıtasıyla neyi ifade ediyorsunuz?

“Siyonizm Yahudiler tarafından oluşturulmuş bir sistemdir. Yahudilerde iyi olmayan bu sistem var çünkü İslam alemini yok etme amaçları taşıyorlar. Siyonistler yok edilmelidir. Artık var olmamalılar. Gerekirse İsrail dünya haritasından silinmelidir. Biz Yahudi halkına değil, onların sistemine karşıyız.”

Başka bir Endonezyalı metal hayranı şöyle diyor:

“Sağ kanat politikacıları ve din adamları, onlar daha çok Endonezya halkına dersler vermekle ilgililer. "İslam'a göre yaşamalısınız."

Ben, ben Müslüman doğdum ama artık o dine güvenmiyorum. Çünkü bana göre din bireyseldir. Sadece seninle Tanrı arasındadır. Müslümanlar barışı öğretirler. Her din barışı öğretir. Düşman edinmeyi ya da başkalarıyla savaşmayı öğretmezler. Onlar düşüncelerini başkalarına empoze eden kişilerdir. Ve iyi insanlar değillerdir, hangi dinden olurlarsa olsunlar. Müslümanlar, Hıristiyanlar, kim olursa olsunlar. Benim görüşüme göre iyi insan değillerdir.”


Endonezyalı Metal fanları Sam Dunn’ı da camiye götürürler. Sam Dunn, Cuma Namazını takip eder yukarıdan. Binlerce kişinin bir amin demesi vardır ki ortalık sarsılır ve diken diken olurum ben. Böyle bir noktada, punkvari saçları ve metal tişörtü ile Cuma namazına giden başka bir Endonezyalı metal hayranı ile yapılan muhabbet ise ilgi çekici:


“Müslümanlar ideal olarak benim gibi, gördüğünüz diğer insanlar gibi olmalıdırlar. Çok normal. Namaz kılar, işe giderler. Benim gibi. Normal. Müslümanlar onlardır. Metal benim hayatım içindir. Metal hayat içindir. Arkadaşlarla bağlar kur. Müziği duy, ruhu al, yeter. O sadece hayat içindir. Ama din benim bilhassa Tanrı'yla olan ilişkimdir.”

2 yorum:

siriusjames dedi ki...

Bunları sonra okuyacağım Atilla Abi, belgeseli izledikten sonra. Ben şunun için yazıyorum, Iron Maiden'ın yeni belki de son albümü geliyor 16 ağustosta, şarkı isimleri açıklandı ve single yayınlandı. Ne diyorsun?

Atilla Çelik dedi ki...

Yıllardır bu müziği yapan gruplar var. Scorpions da keza son konserlerini verip tamamen bir köşeye çekilecek. Bunlar yaşları 60'ı bulmuş insanlar. Yani şöyle dönüp çevremize baktığımızda 60 yaşında değil müzik yapmak, adım atmakta zorlanan insanlar var. Ama bu insanlar oldukça enerjik olan ve güçlü olmayı gerekli kılan bir müziği, aylarca süren turneleri, oldukça yorucu olan tüm bu işleri 60'ında bile yapıyorlardı. Ama bedenin de bir dayanma noktası var. Bazıları için güzel bir zamanda bir şeyler zamanında bırakmak güzel.

Iron Maiden gibi bir efsanenin bir yerde sona gelmesi üzücü olabilir ama hayat bu. Bir çok hayranları üzülecek, morali bozulacak ama onlar hep yaşayacak; ellerimizdeki materyalleri ile. Ve önemli olan onları geleceğe taşıyabilmek! Onlar müzik hayatında yokken, misal 20 yıl sonra hala dinlenebilmeleri. Hoş! Bundan 30-40 yıl öncenin bazı şarkılarını hala severek dinliyoruz. Bazı müzikler aradan yıllar geçse de asla eskimiyor. Maiden için de böyle olacak..

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails