14 Mart 2010 Pazar

The Night, Wine And Love


Sana bu satırları bir sonbahar gecesinin
felç olmuş köşesinden yazıyorum.
Beşyüz mumluk ampullerin karanlığında
saatlerdir boşalan kadehlere şarkılarını dolduruyorum.
Tabağımdaki her zeytin tanesine
"Simsiyah Bakışların"ı koyuyorum.
Ve kaldırıp kadehimi bu rezilcesine yaşamaların
şerefine içiyorum.
Burası Agora Meyhanesi.
Burada yaşar aşkların en madarası ve en şahanesi.
Burada saçların her teline bir galon içilir.
Gözlerin her rengine bir şarkı seçilir.
Sen bu sekiz köşeli meyhaneyi bilmezsin.
Bu sekiz köşeli meyhane seni bilir.
Burası Agora Meyhanesi.
Burası arzularını yitirmiş insanların dünyası...
Şimdi içimde sokak fenerlerinin yalnızlığı,
boşalan ellerimde kahreden bir hafiflik,
bu akşam umutlarımı meze yapıp içiyorsam,
elimde değil,
bu da bir nevi namuslu serserilik.
Dışarıda hafiften bir yağmur var.
Bu gece benim gecem...
Kadehlerde alaim-i semaların raksettiği,
gönlümde bütün dertlerin hora teptiği gece bu.
Camlara vuran her damlada seni hatırlıyorum
ve sana susuzluğumu...
Birazdan şarkılar susar, kadehler boşalır.
Umutlar tükenir, mezeler biter.
Biraz sonra mavi bir ay doğar tepelerden
bu sarhoş şehir üstüne.
Birazdan bu yağmur da diner.
Sen bakma benim böyle delice efkarlandığıma,
mendilimdeki o kızıl lekeye de boş ver.
Yarın gelir çamaşırcı kadın
her şeyden habersiz onu da yıkar.
Sen mesut ol yeter ki
ben olmasam ne çıkar?
Dedim ya burası Agora Meyhanesi...
Bir tek iyiliğin tüm kötülüklere meydan okuduğu yer...
Burası Agora Meyhanesi...
Burası kan tüküren mesut insanların dünyası....


ONUR ŞENLİ,1959

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails