7 Haziran 2010 Pazartesi

Belgesel: Global Metal – #ÇİN#


"Karanlık duygularını ifade etmeyi özlüyorlar..."


Çin giderek artan bir şekilde Batı'ya açılıyor. Ama devlet, ülkeye girişine izin verilen müzik ve kültür konusunda hala ipleri sıkı tutuyor. Ve bu noktada, eğer beraberinizde bayağı bir film ya da müzik ekipmanı getiriyorsanız ülkeye turist vizesiyle girebilmek pek mümkün değil.

Pekin'de bisiklete binmek. Bilemiyorum. Sağlık için iyi mi değil mi bilemiyorum. Sürmek iyi hissettiriyor, ama kirlilik yüzünden öksürüyorum açık konuşmak gerekirse. Çin dünya nüfusunun beşte birinin yuvası. Ve muhtemelen metal tişörtlerimin yüzde doksanının yapıldığı yer. Ama yine de, hiçbir büyük metal grubu burada çalmamış.


Çinli bir Metal hayranı:

“Çin gençliği geçmişte sadece dinledi. Öğretmenleri, ebeveynleri dinledik ve bize söylenenleri kabul ettik. Kendi özgür düşüncelerimiz ve konuşma özgürlüğümüz yoktu. Müzik yoluyla, kendimizi ifade edebilmeye ve istediklerimizi yapabilmeye başladık. Başkalarının ne düşündüğüne aldırmadan."

1993 yılında Pekin’de kurulan Midi Müzik Okulu'nda bir gitar hocası çocuklara gitar dersleri vermekte. Aynen şöyle diyor:


“Ebeveynlerin de dahil olduğu eski kuşak Konfiçyüsçü ve komünist öğretinin iç içe olduğu geleneksel Çin eğitimini simgeliyor. Çinli anne ve babalar saç uzatmak, dövme yaptırmak ve gitar çalmayı öğrenmek isteyen bir çocuğa nasıl yaklaşacaklarını bilmezdi.

Midi okulu 1993'te kuruldu. O zamanlarda Çin dışa yeni açılmıştı ve pek çok genç insan modern müziği öğrenmek istiyordu. Okulda metal, blues, caz ve doğaçlama dahil olmak üzere bütün türleri öğreniyorlar. Çin yirmi yıl süreyle kültürel olarak dış dünyaya tamamen kapalıydı. Müzik anlamında, Batı Rock’ının 50 yıllık geçmişi vardı. Biz bunu 10 yılda öğrenmek zorunda kaldık.”


Metal, Çin'e nasıl geldi?

Gençlerin yüzde 89'u metali Tang Dynasty adlı bir grubu dinleyerek öğrendi. Çin'in ilk metal grubuydu ve olağanüstüydü. Bu grubun kurucularından başlangıçta yurtdışında yaşayan ve 1988 yılında Çin’e gelen Kaiser’dir. Kaiser (ilk resimdeki kişi) şöyle anlatıyor:

“Tang Dynasty gibi bir mefhum. Gerçekten iyi işler çıkarttık. Stadyumları doldurduk falan, ama gelenlerin çoğu metalci değildi. Onlar sadece bu mefhumla ilgileniyorlardı. Merak uyandırıcı buluyorlardı. Yani, biz turnedeyken insanlar orada öylece kim olduğumuzu bile bilmeden gözlerini dikip otururlardı. Ve insanları duyardım, sürekli bağırırlardı. Bunun anlamı, "Hey, dostum, o saç gerçek mi?"

Metal Çinli erkeklerde işe yarıyor, bu şey [saçlarını tutarak] kafadan doğal olarak fışkırıyor ve oldukça iyi görünüyor. Aynı zamanda, eski zamanların büyük savaşçılarını da çağrıştırıyor. Bilirsin, bazen bu şekilde bağlarlardı ya da her neyse. Ama bilirsin, mesele uzun saç. Ve ortak duyguları da uyandırdığı kesin. Bilirsin, uzun saç bir tür savaş yeteneği de demektir.”



Başka bir Çinli metal grubunun elemanı inanılmaz şeyler söylüyor son paragrafta:

“34 yaşındayım. Çocukluğumdan beri hep müziğe ilgi duydum, ama 1998'den beri metale. Müziğin bu şekilde yapılabilmesi beni şok etmişti. Ben de bir grup toplayıp metal müzik yapmaya başladım. O zamanlar bu tür müzik yapanların birinci dalgasındaydım. Belli bir duygu türüne sahibim. Ne zaman hayatta zorlukla karşılaşsam çok karanlık hissederim.

Bu karanlık duyguları nasıl ifade ederim?

Ben metal müziği kullanmayı seçtim. Metalin en önemli yanı, genç insanlara, duygularını açık ve doğrudan ifade edecekleri bir araç sunması. Kendi nefret ve duygularını ifade etmeye özlem duyuyorlar.

Ben Çin Kültür Devrimi'nin tam en sonlarında büyüdüm. Çocukluğumda, eğer gençler birbirlerinden nefret ediyorlarsa okulun ön kapısında bir araya gelir ve vahşice kavga ederlerdi. Bu yüzden, bence metal Çin hükümetinin bazı sosyal sorunları çözmesine yardımcı çünkü gençler nefret ve duygularını metal vasıtasıyla ifade edebiliyorlar. Çin metal gruplarının müziği devletteki adaletsizliği, siyasî yetersizliği ve kokuşmayı yansıtıyor. Aynı zamanda, hayatın düşük standardını, yoksulluğu ve haksız muameleyi de yansıtıyor. Bence artık Çin'in sağlam basmaya başladığı zamana geliyoruz. aynı anda, hem belirgin bir şekilde modern, utanmazcasına modern ve hem de belirgin ve utanmazcasına Çinli olabilir. Parçası olmak istediğim hareket işte bu.”

2 yorum:

cbt dedi ki...

Atilla abi, belgeseli blogda gördükten sonra indirip izledim-a headbanger's journey in üstüne bayağı bi iyi de oldu-Gerçekten metal müziğin birleştiriciliği,insanların bu müziğe yüklediği anlamlar,kitleleri nasıl etkilediği ve değişik kültürlerde nasıl yer edindiğini anlatan başarılı bir yapıt olmuş.Dediğin gibi bu müziği ahlaksız kimselerin yaptığı pislikten ibaret sanan önyargılı insanlarında izlemesi gerekli.
Satır arasında da bloğu severek takip ettiğimi söylemek istiyorum :)
Ellerine sağlık,aynen devam abi :)

Atilla Çelik dedi ki...

Yorumun ve güzel sözlerin için teşekkür ediyorum. Dediğin gibi ilgili belgesel salt bir müzik belgeseli değil. Toplumsal bir belgesel aynı zamanda. Çekilen sıkıntılar, demokrasi isteği, özgürlük isteği gibi ince noktalar var. Ne bileyim, bazı ülkeleri görünce her ne kadar onca sorun olsa bile ülkemin ne kadar ötede olduğunu daha iyi anlıyorum. :)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails