13 Ağustos 2010 Cuma

Kale Sarsılmaz ve Nehir Akmaya Devam Eder


Duygular ve yaşam sınırları bir kalenin çevresinde sere serpe uzanmış. Nehirler, ağaçlar ve hendeklerle çevrilmiş. Yıkılmaz bir kale gibi görünür. Duygular ve yaşamlara erişilemez.

Kale dışına atılacak bir adım, kaleyi çevreleyen nehre düşmesini sağlar mı? Boğulur mu? Köprüyü indirip boğulmadan ormana adımını atabilir mi?

Ya köprülerini indirmezse? Ürekebilir ve boğulabilir. Hendeğin ürkünç görüntüsünden, nehrin karanlık akışından, debisinden.

Yanılmaz ve şaşmaz...

Soğuk ve bunaltıcı yağmurlardan kaçar, inzivaya çekilir. Onu koruyan kaleye.. Hiçbir güç oraya giremez.Ele geçiremez. Duvarları yıkamaz. Surları indiremez. Gece geldiğinde, kalenin burçlarından yıldızlara bakar. Ellerini uzatır. Erişemez.

Bazen gerçeklik ufak bir kesittir. Tamamen önemsiz görünebilir. Düşüncelerin sürekliliği yoktur. Ama boşluk, surları olmayan bir kale gibidir. Kayıp hissetme dürtüsü aşağıya çeker. Hendeğe ve nehre.

Gece geldiğinde aklının boşluklarını araştırır. Derinlemesine iner.Çukurlar açar. Tasarı ve planları bir grafik gibi beyninde listelenip durur. Olağanüstü bir eser ortaya çıkar. Bu eser beyninin kıvrımlarında bir nehir gibi akar. Yeniden güçlü nefes almanın özüne ulaşır. Uzun arayışlar sonrasında kayıp cümlelerini bulur.

“Her şeye rağmen mutluyum!”


Bütün dünya bir taşa dönüşürken, her şey sadece o an için aynıymış gibi görünürken, bazen kaleler güvenli değildir. Güçlü bir barınak gibi görünmez bazı zamanlar. Bütün güzellikler, bazı geceler sönmüş ve körelmiş gibi görünür. Kendi iç sallantılarında.

Kalesi asla sarsılmaz, her türlü darbeye karşı güçlüdür ama ya kendi içi? Kendi içi kırılgan, hassas ve her an kırılabilir. Her şeye rağmen düşman birlikleri giremez kaleye. Hala yıldızlara yolculuğunu sürdürür. Bıkmamacasına...

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails