9 Şubat 2010 Salı

Daibutsu ve Barış


“En içten dileğimiz, barış nimetlerinin cennetteki ve dünyadaki tüm varlıklara ulaşmasıdır. Hayvanlar ve bitkiler de bu barışın meyvelerinden yararlanmalı. Varlığın sahibi Biz’iz. Biz’iz ülkedeki tek güç. Buyruğumuzdaki bütün olanaklarla, bu barış tapınağını (Daibutsu) kurmaya karar verdik. Hiç kolay olmayacak ama onun yükünü halkın sırtına vurmayacağız. Haksızlık ve günahtan Buda’nın ruhu sevinç duymaz. Yöneticiler, halktan canları istediğince vergi alamayacaklar. Bu böyle duyurulsun her yana, herkes böyle bilsin düşünce, niyet ve amacımızı...”


(701 – 756 yılları arasında yaşamış 45. Japon İmparatoru Shomu’nun Daibutsu Tapınağı kurulduğunda yaptığı açıklama)


Shomu’nun barış çağrısı, umudu gerçekleşmiş ve tam 350 yıl boyunca koca ülkede ölüm cezasını gerektirecek tek bir suç işlenmemiştir.

4 yorum:

LLuvia dedi ki...

Bazen düşünüyorum da insanlık ruhunu kaybetmiş. Kendini geliştirmek ve ilerletmekten başka birşey istemeyen robot makinelere dönüşmüş. Kendini ilerletebilmek için herşeyi mübah sanan insanların dünyasındayız.
Televizyon ve internet aracılığıyla tüm Dünya'ya bir barış mesajı göndersek ve desek ki "Vazgeçin bu hırstan kötülükten, hep beraber mutlu olalım" inanıyorum ki herkes dalga geçer. Öyle bir şeyin olması imkansız saçmalamayın bunlar saçma hayaller der. Biz kötülüğe ve yanlışlara o kadar alıştık ki artık iyilik ve naiflik dalga geçilecek konular halini aldı.
Hindistanlı bir arkadaşım bilimsel bir toplantıda kendinden bahsederken yaptığı işin ne kadar önemli olduğunu ve dünyaya barışı getirmek için dünyanın iyiliği için her gün çalıştığını söylemişti. Toplantıdakiler güldüler içten içe görebiliyordum. Çünkü onlar kendileri için çalışıyordu ve artık dünya umurlarında değildi. Dünya modernleşti ve ilerledi gibi görünse de aslında içselliğimizi, naifliğimizi kaybediyoruz. İsterdim ki bu zamanın dünyası bir geçmişe gidip ruhunu ve benliğini tekrar kazanabilsin.
Sevgiler

Atilla Çelik dedi ki...

Günümüzde maalesef hayat şartları inanılmaz zorlaştı. Bazı insanların öyle sıkıntıları var ki, bir çoğu ekmek kavgasına düşmüş durumda. Temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çeken insanların öncelikle kendilerini düşünmesi anlaşılabilir. Başka türlü biraz zor görünüyor.

Misal kendi açımdan baktığım zaman ben kendi sağlığımla bile doğru düzgün ilgilenmezken ve es geçerken, dünya barışı konusuna ne kadar eğilebileceğim soru işareti olacaktır. Bu biraz da insanların kendi içinde yaratması gereken bir şey. Herkes senin benim gibi olsaydı savaşlar olmazdı ama politika ve çıkarlar söz konusu olduğu sürece orada her zaman bir sorun olacaktır.

LLuvia dedi ki...

Hayat şartları ne kadar kötüye gitti? Ben insanların artık yaşamak için çok farklı ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. Eskiden herşey yoktu bu kadar çeşitlilik yoktu. İnsanlar bir kuru ekmekle de yaşayabiliyorlardı. Bence hırs daha fazla beklenti içine girmek bu dünyayı ve ruhumuzu tüketiyor. Bu düzenin de tam olarak istediği bu tüketmek...

Atilla Çelik dedi ki...

Hayat şartları şu anlamda kötüye gitti. Günümüzde çeşitlilik daha fazla ama eskisine oranla hayata tutunabilmek bazıları için daha da zorlaştı. Eskiden bir türlü kuru ekmek de bulabiliyordu insanlar, ama günümüzde zaman geçtikçe o ekmeği bulmakta bile zorlanan insanlar var. Sonuçta birileri daha fazla tüketirken birileri her geçen gün daha da fazla aç kalıyor.

Konu dışında kalması gerekenler işte o kuru ekmeğe muhtaç kalanlar. Hayat şartları iyice zorlaşanlar. Her insan ilk önce kendi çöplüğünü temizleseydi dünyada kirlilik olmazdı derler ya, bu da öyle bir şey.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails