12 Ağustos 2010 Perşembe

Napalm Death Efsanesi: Irkçılık, Aston Villa ve Dream Theater


Napalm bombası ile ölüm çok kötü bir şey olsa gerek. Patladığı an yanan gaz, tüm vücudumuzu jöle gibi yakar ve nedense bu jöle aşçıları da hala canlı canlı dolaşırlar, bizi jöle gibi yakmaya devam ederler. Bedenin kemiklerle beraber yanar, gözlerin erir ve beynin patlar. Napalm bombası öldürür, ölüm dağıtır. Kurtulmak için çığlık atarsın ama acılarının ve eziyetlerinin sövgüleri işitilemeyecektir. Dünyanın her yerinde böyle ölümler, savaşlar, katliamlar var ve demin tasvir edilen ölüm şekilleri gerçekleşir. İster bebek olsun, ister çocuk, ister yaşlı bir insan. Hepsinin bedeninde aynı kimyasal reaksiyon oluşur.

Onlar Birmingham'danlar. İngiltere premier ligi takımlarından Aston Villa’nın fanatik taraftarları oluyorlar. Özellikle vokalistleri Barney Greenway.. Nerede ırkçılıkla ilgili bir şey görürlerse, ruhları ile doldurdukları demir yumruklarını suratta patlatırcasına savururlar. Nazi düşmanı olmanın yanında tüm ırkçılıkların da düşmanıdırlar. Haksızlıkların olduğu sistemlere ateş püskürürler. Onlar, en teknik sosyo-politik grind gruplarından biri. Belki de bir numarası. Son derece hızlı ve teknik parçalara, ruh dolu vokalin monte edildiği bir tat. Dünyadaki iğrençliklere bir başkaldırı..


Napalm Death kendi ismiyle yaşar ama sizin hayal edebileceğinizin daha da ötesindedir. Efsanevi sözleriyle haksızlıklara büyük yumruklar vuran hangi grup büyük bir övgüyü hak etmez? Sözler, hangi kırılma noktalarıyla, değişen kurallarla silinmez işaretler bırakarak büyük etki gösterirler? Napalm Death bu tabloda gerçek bir efsanedir. Bu övgüyü hak ediyorlar ve piyasaya sürdükleri her eserle ilerleyerek efsane ünvanını almayı hak ettiler.

Nazilerle ilgili problemleri su üzerine çıkaran grup bir süre Kanada’da bulunmuş ve bu esnada Dream Theater grubu ile başlayacak olan derin dostluğa da adım atmıştır. Sözkonusu iki grup arasında iyi bir ilişki vardır. Her iki grup çıkardıkları albümlerinde birbirlerine teşekkür edeceklerdir. Yetmedi Napalm Death elemanları Dream Theater tişörtleri giymeye başlarken, Dream Theater elemanları da Napalm Death tişörtü giymeye başlayacaklardır. (Aşağıdaki resimde tıkınırlarken)


Napam Death basçısı Shane Embury şöyle diyecekti: "Bir çok şeyden etkileniyoruz ve daha olgun soundlar ortaya koyuyoruz. Yapıcı şarkılar yazıyoruz, ama insanlara, klüplere gidip oradan müzik dinlemek ve dans etmek ilgi çekici geliyor. Biz bu insanların ilgisini çekemeyiz çünkü pop şarkıları yazmıyoruz. Smushing Pumpkins gibi şarkılarımız da yok, daha ağır bir müzik ortaya koyuyoruz.”

Fikirlerine sadık kalan kaç grup vardır piyasada? Fikirlerini gerçek hayata da yansıtan grupların sayısı fazla değildir zannedersem. Napalm Death değil miydi ırkçılıktan nefret eden? Katıldıkları bir heavy metal festivalinde, sahneye çıkan Corrosive Metal isimli Rus grubu, ırkçılık dolu bir parçasını söyledikten sonra sahneden indiklerinde karşılarında Napalm Death elemanlarını gördüler. Ve Napalm Death sordu: "Siz bu parçada ne demek istediniz?” Corrosive Metal grubundan gelen yanıt şöyleydi: "Ne yani, siz şimdi Türklerden hoşlandığınımızı söylemek istiyorsunuz?”

Napalm Death’in cevabı ne olur? Ne olabilirdi ki? Biraz okşadılar!!! Corrosive Metal elemanlarını hastane paklamıştır.


Bu grup değil midir başlangıçta kendi demokratik ülkesinde bile tepkiler gören, engellenmek istenen? Tepki görmeleri çok doğal, çünkü gerçekleri söylüyorlar. Dünyanın gün geçtikçe öldürüldüğünü, toplumun yozlaştığını ve insanların sisteme adapte edilmek istendiğini anlatıyorlar. Bir çıkar uğruna hiç göz kırpmadan insanların çok rahat bir şekilde öldürüldüğünden bahsediyorlar. Ama bir yandan dergilerde Aston Villa formasıyla pozlar vererek şirinlikler yapmayı ihmal etmiyorlar.

2 yorum:

Code-444 dedi ki...

Bodozlama groovy. Ne grindcore ne de death. Onlar sadece Napalm Death. Yaratıcılık ve kalite. İliklerinize işleyen bir müzik sağanağı, özel ve yeri doldurulamayan...

Faith No More ile birlikte müzik yaparsam aha da böyle yapayım dediği iki gruptan biri. Kaldı ki Billy Gould da aslen hayvan bi basçı ve iflah olmaz bi ''Napalm Death'' sempatizanı.

Barney'in biritiş aksanının da ayrıca hastasıyız...

RESPECT!!!

Atilla Çelik dedi ki...

Napalm Death'i ne zaman dinliyor olsam muhakkak bir şeyler depreşiyor içimde. İnanılmaz zevk alıyor ve etkileniyorum. Tüylerim diken diken oluyor. Bir Diatribes'da parçanın olgunluğa getirilip aniden gaza basılması gibi noktalarda neye uğradığımı şaşırıyorum. Ya da Fear, Emptiness, Despair'da ne oluyor yahu diyebiliyoruz.

Müzikleri çok sert olabilir ama ne gariptir ki dinlerken en duygulandığım gruplardandır. Hatta Napalm Death'i dinlerken küçük çocuklara bakıp derin bir insancıllığı hissedip gülümsediğimi bile hatırlıyorum Ankara metrosunda..

İtiraf: Hayatım boyunca hiç dövme yaptırmadım. Bir ara yaptırmayı düşünmüştüm ve ilk aklıma gelen şey Napalm Death logosuydu. :)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails