31 Aralık 2009 Perşembe

Noel Baba ve Mevlana...

İlkokul 4’e gidiyordum. Yılbaşı yaklaşıyordu. Öğretmen bize bir ödev vermişti. Resim-Elişi üzerine bir çalışma olacaktı. Konu, Mevlana’ydı. Mevlana’nın bir şiirini resimle betimlemek gerekiyordu, süslemeli falan ki ben bunu sonradan anlamıştım.

Nasıl oldu anlamadım ama ödevi yanlış anlamıştım. Noel Baba ve yılbaşı üzerine bir resim yapılacak sanmıştım. Böyle bir şeyi nasıl anlamışsam?

En kralı ve güzelinden olsun diye kocaman 50 santimetrekarelik resim kağıdı almıştım. Bir hafta sonra teslim edilecek ödevdi ve günlerce çizip duruyordum. Resim konusunda kesinlikle çok yeteneksizdim ama bir yere bakarak çizmek konusunda tam aksine o zamanlar inanılmaz yetenekliydim. Yaptığım resim, bazı yerlerden bakarak yardım almamla beni hiç zorlamamıştı. Sadece yapması uzun sürmüştü.

Nasıl bir resim yapmıştım?

50 santimetrekarelik kağıdın solunu boydan boya kaplayan kocaman beyaz sakallı bir noel baba. Klasik giyimleriyle. Hemen yanında hediyelerini sakladığı kocaman çıkını. Biraz çaprazında noel ağacı. Ortalık kar taneleri falan. Bildiğimiz kıristmıs hesabı…

Çizim olarak mükemmel bir resim olmuştur.

Tamamdır!

10’u alırım demiştim.

Hoca tek tek çalışmalara bakıyor. Ne hikmetse böyle bir şeyi sadece ben yapmışım. Herkes benim yaptığımla hiç alakası olmayan başka şeyler yapmış ve ne bok yedik lan biz diye kara kara düşünüyoruz.

Sıra geldi bize. Öğretmenim biraz yaşlı bir herifti. Bazı konularda seçiciliği kıttı diye hatırlıyorum. Muhabbetin genel yüzü hala dün gibi aklımdadır.

- Oğlum bu yaptığın ne?
- Noel Baba örtmenim.
- Noel Baba? Mevlana değil mi bu? Mevlana’ya benziyor ama.
- Hayır öğretmenim, Noel Baba o. Noel Baba ve Yılbaşı ile ilgili bir resim çizin demiştiniz ya?
- Hayır oğlum, ben Mevlana ile ilgili bir çalışma istemiştim, şiirleriyle ilgili.
- Ama, ööö, şey, ben yanlış anlamışım örtmenim :(

(Noel Babanın kocaman sakalı Mevlana’nın sakalıyla benzerlik arz etmektedir.)

- Bak şu çizdiğin adam Mevlana’ya çok benziyor. Eğer Mevlana olarak çizmiş olsaydın bunu da kabul ederdim. Ama yine de güzel çizmişsin. Yanlış anladığın için önemli değil.



Bu olayı bazen hatırladıkça için için gülmekten kendimi alamıyordum. O zamandan beri ne zaman Noel Baba dense, Mevlana; ne zaman Mevlana dense, Noel Baba ve bu hikayem geliyor aklıma. Öğretmenimin o lafını hatırladıkça yeri gelince koparım. Çizdiğim resmi olduğu gibi hatıramda tutup, Noel Baba’nın yerinde Mevlana’nın olduğunu hayal ediyor ve o gariplik karşısında (Noel Baba kıyafeti giymiş Mevlana, yanında çıkını, Noel ağacı falan) gülme krizlerine girdiğim oluyordu çağrışımlar nedeniyle.


Mutlu yıllar Mevlanamsı Noel Baba'dan...

5 yorum:

Mert Kuyumcu dedi ki...

Merhaba Atilla,

Kalemine sağlık!..

Kolay gelsin.

Atilla Çelik dedi ki...

Merhaba Mert,

Teşekkür ederim.

Burak Eren dedi ki...

Müthiş :)

Adsız dedi ki...

Sapık. Kimi kime benzetiyorsun aklını başına topla sonra çok pişman olursun...

Atilla Çelik dedi ki...

Komik yorum olduğu için yayınlayalım. İlkokulda yaşanan bir çocuk hikayesi sapıkça oldu. Zihin meselesi.. 8-9 yaşında bir veletken dünyayı bilen biriyle karşı karşıyayız :)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails