29 Nisan 2010 Perşembe

Ekstrem Müzik Hazzında Son Nokta


1990’lı yıllarda Thrash Metal’i oldukça yoğun bir şekilde dinlerdim. 1980’li yıllara damgasını vurmuş olan bu tarz aslında Heavy Metal’in hemen hemen her ekstrem türünü etkilemiş bir tarzdır. Thrash Metal deyince akla direkt Metallica, Anthrax, Testament, Slayer, Megadeth, Exodus, Kreator, Violence, Forbidden gibi gruplar gelir.

Ama benim için bir grup var ki yıllar boyu benim için hep çok özel kaldılar ve hâlâ da öyleler. Bu grup, nezdimde adı geçen diğer tüm Thrash gruplarından daima bir adım ötede olacak: Testament. Testament’i Metallicalar ile kıyaslamam bile. Aksine hepsinin kıçını tekmeleyecek kadar üstün bir grup benim için. Adı geçen bir çok grup tarz değiştirip daha popüler ve daha piyasa olan müziğe yönelmişken, Testament özünden asla taviz vermeden müziğini her geçen zaman yukarılara çıkarmıştır.

1999 yılında yayınladıkları The Gathering albümü ise Testament tarihinin dönüm noktasıdır. Adı üstünde tam bir toplantı tadındadır. Ekstrem müziğin en üstün müzisyenlerini barındırmıştır. Davulda Slayer’dan Dave Lombardo, basta virtüöz Steve DiGiorgio (Anneke Van Giersbergen ile beraber, çocukları var), virtüöz gitarist James Murphy ve bildiğimiz kemikleşmiş Testa tayfasından vokalist Chuck Billy ve gitarist Eric Peterson.

Bu grubu kelimelerle dahi ifade edemem. Grubun lideri sayılabilecek Chuck Billy hayatını sahip olduğu tır şirketinden kazanıyor. Kanser olduğunda para toplamak için yapılan bir Thrash Metal festivali sonrası kazanılan paranın yarısını (rivayet edilen tutar takribi $50.000) o sırada hastalığıyla savaşan Death grubunun saygıdeğer lideri Chuck Schuldiner için feda etmiştir ki, bu durum önyargılı ve bilgisiz kesimlerce pislikler olarak nitelendirilen bir camianın duyarlılığına atıftır. Kendilerini canlı gözlerle izlediğim için de kendimi inanılmaz şanslı sayıyorum.

Aşağıya koyduğum video ise Testament’in The Gathering albümünün en mükemmel şarkılarından biri olan DNR (Do Not Resuscitate). Parçanın ilerleyen bölümlerindeki davul tekniği için diyebilecek tek kelimem bile yok. Ekstrem müziğin haz anlamında doruk noktalarından biri. İlgili parça bazı kesimlerce Thrash Metal’in son 10-15 yılının en mükemmel parçası olarak nitelendiriliyor. Parçanın klibi olmadığı için Underworld filminin üzerine monte edilmiş videosu ile idare edeceğiz mecburen. Diğer video da aynı albümden Down For Life. Müthiş bir enerji ve adrenalin deposu. Sözleri ise bir harika.



2 yorum:

Adsız dedi ki...

Testament özünden asla taviz vermeden müziğini her geçen zaman yukarılara çıkarmıştır.

Yanlış bence. Testament The Ritual albümü ile Metallica 91 ile ne yapmışsa onu yapmaya çalışmıştır tutmamıştır tabi sonuçta Alex'de grubu bırakmıştır. Ondan sonra gene popüler olan Pantera stiline yönelmişler ve low gelmiştir. Baktılar bir şey olmuyor tekrar Thrash'e dönmüşlerdir. Testament'in hiç bir albümü ilk albümü The Legacy ile mukayese edilemez. Her albüm de daha kötüye gitmişlerdir ( The Legacy - Souls Of Black arası ). Başarısızlıklarının nedeni budur.

Atilla Çelik dedi ki...

Sizin şahsi görüşünüz, saygı duyarım. Ama ben şahsen The Gathering dahil sonrası yayınlanan albümleri inanılmaz severim. Low'u da çok severim. Çünkü James Murphy'nin yer aldığı eserlere karşı bir zaafiyetim var. Çok sevdiğim bir gitaristtir. Low'un Pantera stiliyle bir alakası yoktur şahsi görüşüme göre. Testament'in Low sonrası yola çıktığı yeni eksen daha ekstremdir ve yer yer minik de olsa Death Metal etkilenimleri taşır.

+

Testament başarısız bir grup değildir. Testament'i başarısız olarak nitelendirmek başlı başına subjektif bir görüş.

Müziğin güzelliği de bu galiba. Çünkü herkesin farklı bakış açısı var. Herkes farklı bir anlamda yaklaşıyor; seviyor ya da sevmiyor. Dediğim gibi Testament'in son dönem agresif ve daha sert müziğini daha çok seviyorum. Bu da benim gönlümde yukarı çıkış, müziği yukarıya taşımak demektir. Bir Death Metal hayranı olarak bu normal bir düşüncedir.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails