5 Eylül 2009 Cumartesi

Samuraylar ve Şövalyeler: Bölüm II

Gökyüzü ve yeryüzünü tanıdığın zaman zafer sınırsızdır.

Sun Tzu (The Art of War)



Ateşli Silahların Güçlü Etkisi

1500’lü yıllardan sonraki askeri yenilikler, her iki kültüre resmen meydan okumuş, onlar için büyük bir tehdit olmuş, samuray ya da şövalyelerin teknolojik gücü, üstün silahlara karşı yanıt vermede zayıf kalmıştır. Her iki askeri sınıf aslında basit silahlarla dövüşüyordu. Karşı tarafta gelişmiş askeri silahların varlığı, işlerin iyice zorlaşması anlamına geliyordu. Bir kılıç, ok ya da mızrağın karşısındaki silah, bir tüfek ya da herhangi ateşli bir silah olacaktı. Günümüzde şövalye sınıfının ortadan kalkmasının en büyük sebeplerinden biri olarak, ateşli silahların icat edilmesi gösterilmektedir. Bu olay Don Kişot’un üzülmesine hiç benzemiyordu: “Bu şeytani makineler, toplar; artık inanmaktayım ki şeytani bir cehennem icadıdır. Bu icat, cesur bir şövalyenin yaşamını almak için yapılmış bir korkaklıktır.”

Bu hikaye bir yana, 1562 yılında Blaise de Montluc, bir makineli tabancanın mermisiyle yüzünden yaralanmış ve yukarıda geçen cümlelere benzer şeyleri aynı hislerle yazmış, bir çok kahramanın korkak bir şekilde katledilmeye başlandığını vurgulamıştır.

Şövalyelerin, barutun icat edilmesinden önce eski önemlerini yitirdikleri ve eskidikleri üzerine tartışmalar olmuyor değildi. Neden mi? Çünkü okçu birlikleri, karşılarındaki şövalyeler ya da üst rütbeliler ne kadar yetenekli olsalar da ok saldırılarına başladıklarında sayısız şövalyeyi ve üst rütbelileri toprağa dökebiliyordu. Şövalyeler yüzyıllarca ayakta kalabilmişlerdi. Çünkü zırhlar üzerinde yapılan yenilikler ve güçlendirmelerle oklara karşı korunabiliyorlardı. Ta ki ateşli silahlar karşılarına çıkıncaya kadar... Ama Japonya’da işler biraz farklıydı. Mesela okçular dendiği zaman orada durmak gerekiyordu. Çünkü samuraylar aynı zamanda mükemmel okçular olabiliyordu. Hem de at üzerinde son sürat giderken, çok rahat şekilde hedefi tutturabilecek yetenekte... Piyadeler de genellikle sadece naginata adı verilen çok uzun ve ağır bir silah taşıyordu. Tabii onların savaş alanında ne kadar hızlı olabileceğini dikkate almak gerekecektir. Hareketlerinde bir hantallık olacaktı ama, naginata çok uzun olduğundan bir darbeyle birden fazla beden toprağa serilebilecekti.

Farklı gelişmelerin sonucunda 1503 yılındaki Cerignola Savaşı’nda, Avrupa’da makineli tabancaların yaylım ateşleri, ilk zamanlarda şövalyelerin zırhlarını delip geçerken, elde edilen tecrübeler sonucunda daha güçlü savunma ve hücum silahları kullanılmıştı. 1575 yılındaki Nagashino Savaşı, Avrupa’daki Cerignola Savaşı’nın bir kopyasıdır ama daha fazla radikal değişiklikler göze çarpıyordu. Çünkü atlarına binmiş olan samuraylar, kendilerine gelen yaylım ateşleriyle hiç mücadele edememişlerdi.

1598’de tecrübeli Protestan bir kumandan olan Francois de la Noue, makineli tüfekçilerin bir atın 20 adımlık menzili dahilinde ateş edebileceğini ve kendi düşüncesine göre süvari bölüğünün ilk sıralarını hasara uğratacağını söylemişti. Bu söz, Nagashino Savaşı için yapılabilecek en büyük yorumlardan biri olurdu belki de. Çünkü Oda Nobunaga’nın yaklaşık 3,000 tüfekçisi Takeda birliğinin atlı bölüğüne aynen bunu uygulamış ve büyük bir kıyıma sebebiyet vermişti.

Ama makineli tüfeklerin sakıncaları vardı. Bir okçu birliği dakikada 15 oku yağmur gibi savurabilecekken, atış menzili düşük olan ateşli silah yetersiz kalacaktı. Bu handikabın üstesinden, yapılan çalışmalar, antrenmanlar ve organize olarak yaylım ateşinin geliştirilmesiyle gelinebilirdi. Söz konusu tekniği Japonya’da ilk kez, 1554 yılındaki Muraki Savaşı’nda Oda Nobunaga kullanmıştır. Bu savaş, kaleye yapılan bir saldırıydı ve Nobunaga, makineli tüfekçilerini hendeğin kenarına vardiyalı dizerek kaleyi yaylım ateşine tutmuştu.

Nagashino’da görülen yaylım ateşi, Japonya savaş tarihinde önemli değişiklikleri göz önüne koymuştur. O zamana kadar revaçta olan ve savaş alanında çok büyük rol oynayan bireysel başarıların yanında, artık birlikler arasındaki ilişkinin, birlikte hareket etmenin ön plana çıktığını gösteriyordu. Bireysel başarıların önüne geçilmişti. Bu aynı zamanda, yüzyıllar boyunca seçkin ve bireysel adımlar atmış samuray ve şövalyelerin gururlarına karşı bir meydan okuma gibiydi. Avrupa’da, özellikle İngiltere’de farklı bir durum ortaya çıkmıştı. Şövalyeler ve okçular zafere ulaşmak adına birlikte hareket etmeleri gerektiğini anlamışlardı. Çünkü okçular ve tüfekçiler, süvarilerden gelecek saldırılara karşı savunmasızdılar. Söz konusu korumayı şövalyeler sağlayabilirdi. 1568 yılında Riberac’ta tüfekçilerin silahlarını ateşledikten sonra şövalyelerin saldırısıyla dağıtıldığını görüyoruz. Aynı olayın benzerini 4 yıl sonra Japonya’da, Mikatagahara Savaşı’nda görmek mümkün olmuştu. Takeda samurayları ani bir saldırıyla başarı kazanmışlardı.

Avrupa’da soruna bir çözüm bulunmuştu ve tüfekçiler mızraklarla korunacaktı. Örneğin İsviçreliler, silahları kullanmakta o kadar becerikli olmasalar da harika taktiklerle beceri olarak düşük olmalarını dengeleyebiliyorlardı. 1515 yılındaki Marignano Savaşı’nda, kaybedinceye kadar birkaç seri zafer kazanmışlardı. Bu yenilgi, iki ayrı birliğin birleşmesi yönünde teşvik edici etkide bulunmuştu. 1593 yılında Matthew Sutcliffe’nin yazdıklarında bunu bulmak mümkün: “Atlıların ataklarına karşı mızraklar, hendekler, çitler ve odunlarla bir savunma hattı çekilirse ulaşamayacaklardır.”

Bu noktada Japonların da tecrübelerine dayanarak, söz konusu birlikleri takviye etmeleri ve uzun menzilli silahlarla çözüm bulmaya çalışmaları ortak noktayı göstermektedir. Nagashino Savaşı’nda yapılan meşhur çitlerin tüfekçileri koruması açık bir örnektir. Tüfekçileri koruyan ve 5-6 metrelik mızraklarla silahlanmış piyadeler de ilgi çekicidir. Aslında bu taktikler, aynı zamanda Oda Nobunaga’nın askeri yenilikler açısından çok ileride olan bir samuray lideri ve daimyosu olduğunu gösteriyordu. Söz konusu koruma hattının arkasında bekleyen samuraylar, kılıç ve mızraklarıyla saldırmaya hazırdılar ve böylece onlar bireysel becerilerini diğer birliklerle birleştirebileceklerdi.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails