Galatasaray iki yıldır bir yapılanma içerisindeydi ama geçtiğimiz dönemler bu yapılanmanın kaymağını bir türlü yiyememiştik. Adı üstünde yapılanma öte yandan. Bir anda müthiş işler bekleyemiyoruz ve uzun vadeli bir gelişim sürecinden bahsetmek durumunda kalıyoruz. Bu yıl ise bu yapılanmanın son taşları yerine yerleştirilmiş durumda.
Genel şablona baktığımızda ne görüyoruz ve bundan ne gibi sonuçlara varırız?
Öncelikle Galatasaray’da diğer rakiplerinde olmayan çok artı bir özellik söz konusu. O da kendi öz kaynaklarından yarattığı bir çok oyuncuya sahip olması, bu oyuncuları kadroda değerlendirmesi ve bir çoğunun oldukça genç ve patlamaya hazır bomba olması. Galatasaray’ın kendi öz kaynakları dışındaki oyunculara baktığımız zaman hem genç oyunculardan, hem ülkemizde mevkilerinin en iyi adamlarından ve üst düzey yabancı oyunculardan bahsedebiliriz. Ama ana görüntüye baktığımızda genç oyuncular ile üst düzey yabancıların, hemen akabinde genç olmasa bile mevkisindeki en iyi yerli oyuncuların bir araya getirildiğinden bahsediyoruz. Söz konusu bütünleşme anlamında ülkemizdeki en derin kadronun Galatasaray’da olduğunu düşünüyorum.
Galatasaray’ın öz kaynaklarından yarattığı oyunculara bakalım isterseniz.
Uğur Uçar, Semih Kaya, Murat Akça, Aydın Yılmaz, Arda Turan, Serdar Eylik ve Sabri Sarıoğlu.
Bu yedi oyuncunun yaş ortalamasına baktığımız zaman 20,85 yaş ortalamasına ulaşıyoruz. Eğer Sabri Sarıoğlu’nu aradan çıkarırsak, ki 25 ile en yaşlısı kendisi, o zaman yaş ortalaması 20’ye düşüyor. Bu yedi oyuncudan Semih Kaya ve Murat Akça’dan şimdilik yararlanmıyoruz ama ileriye yönelik olarak önemli bir cevher taşıyorlar. Uğur Uçar, Arda Turan, Sabri Sarıoğlu ve Aydın Yılmaz’dan bahsetmeye gerek yok. Bu dört oyuncu şu an takımın bir parçası ve bunlara yer yer Serdar Eylik katılacak. Kendisi için bu yıl ısınma devresi olacak. Hemen ardından seneye Emre Çolak’ın da bu kadroda yer bulacağını unutmamamız gerekiyor.
Bu açıklamadan yola çıkarak diğer önemli rakiplerimizin öz kaynaklarından çıkardıkları oyuncu sayısını kıyaslamak gerekir ki, aradaki bariz fark üzerine konuşulabilsin.
Bunların haricinde Galatasaray öz kaynaklarının dışından gelen Servet Çetin, Hakan Balta, Gökhan Zan, Mehmet Topal, Ayhan Akman, Mustafa Sarp, Barış Özbek, Emre Güngör, Emre Aşık gibi isimler söz konusu. Bu isimlerden bir çoğu ülkemizde yerlerinin en iyisi. Öte yandan Rijkaard ve ekibinin bu oyuncuları dönüştürmeleri ve üzerine ekstra katkıda bulunmaları dikkatle incelenmeli.
Yabancılar konusunda diyecek fazla bir şey olmasa gerek. O isimleri sayma gereği bile duymuyorum.
Olaya tamamen üst düzey oyunculardan yaklaştığımız zaman Galatasaray’ı uzun yıllar taşıyacak bir yaş haddinden bahsedebiliriz. Nonda, Kewell ve Leo Franco dışındaki yabancılar da kesinlikle yaşlı oyuncular değil. Hatta futbol dönemlerinin en olgun yaş haddindeler. Ayrıca bu oyuncuları ileriki dönemlerde paraya çevirebilme imkanına da sahipsiniz.
Galatasaray’ın genel itibariyle yetenekli gençlerle deneyimli üst düzey yabancıları bir araya getirmenin peşinde olduğunu düşünüyorum. Nitekim Caner ve Ufuk seçimleri de ileriye dönük yapılanmanın bir parçasıydı. Bu kadar genç oyuncu topluluğunu bir araya getirebilmek, bu oyuncuları Rijkaard ve Neeskens bilgeliğinden faydalandırmak, bunlar yetmezmiş gibi üst düzey yabancıları yanlarına yerleştirerek onlardan da bir şeyler öğrenebilmelerini sağlamak çok ustaca bir yaklaşım olarak değerlendirilmelidir.
Aslolan bu kadronun yıllar boyu beraber oynaması ve ileriki dönemlerde çok üst düzey bir – iki oyuncu ile takviye etmektir. O zaman Avrupa’da söz sahibi olan ve kendine has bir stili olan Galatasaray gerçekliğinden bahsedebiliriz.
Genel şablona baktığımızda ne görüyoruz ve bundan ne gibi sonuçlara varırız?
Öncelikle Galatasaray’da diğer rakiplerinde olmayan çok artı bir özellik söz konusu. O da kendi öz kaynaklarından yarattığı bir çok oyuncuya sahip olması, bu oyuncuları kadroda değerlendirmesi ve bir çoğunun oldukça genç ve patlamaya hazır bomba olması. Galatasaray’ın kendi öz kaynakları dışındaki oyunculara baktığımız zaman hem genç oyunculardan, hem ülkemizde mevkilerinin en iyi adamlarından ve üst düzey yabancı oyunculardan bahsedebiliriz. Ama ana görüntüye baktığımızda genç oyuncular ile üst düzey yabancıların, hemen akabinde genç olmasa bile mevkisindeki en iyi yerli oyuncuların bir araya getirildiğinden bahsediyoruz. Söz konusu bütünleşme anlamında ülkemizdeki en derin kadronun Galatasaray’da olduğunu düşünüyorum.
Galatasaray’ın öz kaynaklarından yarattığı oyunculara bakalım isterseniz.
Uğur Uçar, Semih Kaya, Murat Akça, Aydın Yılmaz, Arda Turan, Serdar Eylik ve Sabri Sarıoğlu.
Bu yedi oyuncunun yaş ortalamasına baktığımız zaman 20,85 yaş ortalamasına ulaşıyoruz. Eğer Sabri Sarıoğlu’nu aradan çıkarırsak, ki 25 ile en yaşlısı kendisi, o zaman yaş ortalaması 20’ye düşüyor. Bu yedi oyuncudan Semih Kaya ve Murat Akça’dan şimdilik yararlanmıyoruz ama ileriye yönelik olarak önemli bir cevher taşıyorlar. Uğur Uçar, Arda Turan, Sabri Sarıoğlu ve Aydın Yılmaz’dan bahsetmeye gerek yok. Bu dört oyuncu şu an takımın bir parçası ve bunlara yer yer Serdar Eylik katılacak. Kendisi için bu yıl ısınma devresi olacak. Hemen ardından seneye Emre Çolak’ın da bu kadroda yer bulacağını unutmamamız gerekiyor.
Bu açıklamadan yola çıkarak diğer önemli rakiplerimizin öz kaynaklarından çıkardıkları oyuncu sayısını kıyaslamak gerekir ki, aradaki bariz fark üzerine konuşulabilsin.
Bunların haricinde Galatasaray öz kaynaklarının dışından gelen Servet Çetin, Hakan Balta, Gökhan Zan, Mehmet Topal, Ayhan Akman, Mustafa Sarp, Barış Özbek, Emre Güngör, Emre Aşık gibi isimler söz konusu. Bu isimlerden bir çoğu ülkemizde yerlerinin en iyisi. Öte yandan Rijkaard ve ekibinin bu oyuncuları dönüştürmeleri ve üzerine ekstra katkıda bulunmaları dikkatle incelenmeli.
Yabancılar konusunda diyecek fazla bir şey olmasa gerek. O isimleri sayma gereği bile duymuyorum.
Olaya tamamen üst düzey oyunculardan yaklaştığımız zaman Galatasaray’ı uzun yıllar taşıyacak bir yaş haddinden bahsedebiliriz. Nonda, Kewell ve Leo Franco dışındaki yabancılar da kesinlikle yaşlı oyuncular değil. Hatta futbol dönemlerinin en olgun yaş haddindeler. Ayrıca bu oyuncuları ileriki dönemlerde paraya çevirebilme imkanına da sahipsiniz.
Galatasaray’ın genel itibariyle yetenekli gençlerle deneyimli üst düzey yabancıları bir araya getirmenin peşinde olduğunu düşünüyorum. Nitekim Caner ve Ufuk seçimleri de ileriye dönük yapılanmanın bir parçasıydı. Bu kadar genç oyuncu topluluğunu bir araya getirebilmek, bu oyuncuları Rijkaard ve Neeskens bilgeliğinden faydalandırmak, bunlar yetmezmiş gibi üst düzey yabancıları yanlarına yerleştirerek onlardan da bir şeyler öğrenebilmelerini sağlamak çok ustaca bir yaklaşım olarak değerlendirilmelidir.
Aslolan bu kadronun yıllar boyu beraber oynaması ve ileriki dönemlerde çok üst düzey bir – iki oyuncu ile takviye etmektir. O zaman Avrupa’da söz sahibi olan ve kendine has bir stili olan Galatasaray gerçekliğinden bahsedebiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder