17 Haziran 2010 Perşembe

Aptallık ve Serçe Parmağı


Aptallık da, zekâ da biz insanoğluna özgü. Aptallar toplum içinde garip bir şekilde karşılanırken, çok zeki olanlar ise deli olsalar bile bir yer edinirler kendilerine.

Aptal neden aptaldır?

Zeki neden zekidir?

Doğuştan gelen bir hal midir? Özel bir yetenek midir? Aptallık insanoğlunun tembelliği ile ilişkili midir? Bir de gerçekten delice zeki, o biçim akıllı, hoyratça zekâ küpleri vardır. Bunların sayısı gerçekten fazla değil. Her insanoğlunda bir akıl bulunur ama delicesine zekâ küpleri bir elin beş parmaklarını geçer mi?

Birden aklıma kara bulutlar üşüştü. Bu soru beynimin ortasına oturdu. Hemen yanı başımda olan, aşırı zeki, normal zekileri bile ezip geçen kaç beyin küpü vardı? Parmaklarımla saymaya karar verdim.

Bir parmak.. İki parmak.. Üç parmak.. Dört parmak..

Serçe parmağım tek başına havada kaldı. Ona karşılık gelen bir isim bulamıyordum. Tanıdığım, çok zeki ve zekâ küpü dört kişi mi vardı? Serçe parmağım hava da mı kalacaktı böyle? Ne yapabilirdim ki?

Birden amcam yanıma geldi. Havada asılı kalmış serçe parmağıma değerli taştan bir yüzük taktı. Kaldım öyle.

Annem amcama “bu aptala neden çok değerli bir taşı teslim ediyorsun, ne yapar ne eder kaybeder o taşı budala” dedi. Amcam “Olsun. Hiç önemli değil. Değerli olsa da sonuçta alt tarafı bir taş,” dedi.

Açıkta kalmış serçe parmağımda değerli bir taşın olması aptallığı ortadan kaldırır mıydı? Dört parmağı zeka ile doldurmuştum ama beşinci parmak budalalığın işareti gibiydi. Her ne kadar değerli bir taş giymiş olsa da serçe parmağı aptallığın simgesi olmaya kurbandı.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails