3 Haziran 2010 Perşembe

Mutluluğun Susturduğu Duyarlılık


Herhangi bir konu hakkında bilgi sahibi olamayanlar.. Veya bilgi sahibi olmaya cesaret edemeyenler.. Üşenenler.. Kendisini hayatın akışına kaptıranlar.. Ve bunun gibi çok renkli kişilikler. Bazen ancak elle tutulabilir bir takım bilgiler verebileceklerinde rahat edebilecek olanlar.. Ama yeri gelince bazen ortaya konulanların bir ayrıntı taşıyabileceği gerçeği Demokles’in Kılıcı gibi başımızın üstünde sallanır.

Çeşitli konulardaki fikirleri ve bu fikirler üzerindeki yazıtları aşırı ciddiyete bindirmeyi, tırnak işareti içine almadan hükümleri ifade etmeyi, akabinde stres küplerine bindirecek meşguliyetlere ve kılı kırk yaran bir zarafetle kendini okutabilmeyi nasıl başarıyordu? Hangi hayata saklıyordu?

Büyüleyici bir zekaya sahip midir? Kendine has bir kişilik midir? İmzasını görmeye gerek var mıdır? Başlangıçta farklı bir çehre olarak algıladığımızdan bir yetenek olarak mı addederiz, bir deneyim küpü mü, nice yaşanmış ayrıntılardan öyküler çıkarabilen masal anlatıcılığı mı, yoksa doğal olarak sahip olunan bir yeti mi?

Bilgi, birikim, fikir, deneyim, zeka, yetenek, ayrıntıcılık ve derin zihinsel bakış açısı mı? Aslında, hepsinden bir parçayı barındırmakla birlikte, her şeyin özünü tek bir parça oluşturur. Yetenekmiş gibi görülebilecek yazıtlar bütünü aslında içten gelen, sadece anlık coşkuyla ortaya çıkmış, üzerine hiç çalışılmamış ani patlamalardır belki de. Tüm bunları birleştiren, birbirine zamklanmasını sağlayan, söz konusu özgünlüğü açığa çıkaran ve farklı bir dünya yaratmasını sağlayan şey; derinde saklanan ve titrek bir şekilde su yüzüne çıkan bir şeydir. Aslında çok basit bir şeydir bu. His ve coşkunun birbirine karışıp beyni harekete geçirmesi ve hipnotize olmuş parmakların yüreğin ve beynin içinden geçenleri farkında olmaksızın harflere dökmesidir.

Böyle olmasaydı, üzerinde konuşabilecek, yazılabilecek ayrıntılar olmayacaktı. Yapılan özel ve yorucu bir şey yoktur aslında.

İnsanın varolandan başka bir şeye susadığı, enerji ve hayal gücü eksikliğinden dolayı kendi kendilerini yenileyemeyenlerin gelecek zamanlarda büyük bir değişikliğe heves ettiği olabilir. En kötüsünden bir heyecan, bir keder de olsa yenilik yeniliktir. Yeni bir kişinin varlığı, yeni bir hüznün, yeni bir karamsarlığın bile yenilik getirici özüne kaptırır kendini. Bazen de mutluluğun susturduğu duyarlılık.

En ufak bir yorgunlukla tükenen güç, dinlenirken ancak damla damla geri geldiğinden yaşam sevinci ve özü deposunun dolması uzun sürebilir. Başkalarının icraata yönelttiği, bazılarınınsa nasıl kullanacağını bilmediği, buna karar veremediği hafif taşma halinin gerçekleşmesi için uzun zamanların geçmesi gerekebilir.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails