3 Eylül 2009 Perşembe

Adamımdı Salvatore Schillaci


1988 yılı civarları. Galatasaray’ın fırtına gibi estiği zamanlar. Aynı zamanda Sacchi döneminin Milan’ı oynadığı muhteşem futbolla adeta rakipsiz olduğunu kanıtlıyor. Gullitli, Rijkaardlı, Van Bastenli, Baresili, Donadonili muhteşem bir kadro. Adeta şiir gibi top oynuyorlar. Galatasaray da efsane yazıyor o dönemlerde. Dile kolay, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nda yarı finale yükselmiş. O esnada 12 yaşında olmama rağmen futbol ile çok içli dışlı olduğum zamanlar. 1988 Avrupa Şampiyonası’ndaki her maçı inanılmaz bir istek ve arzu ile izlemiştim. O dönem en usta oyuncuların hepsini biliyorum ve televizyondan yayınlandığı kadarıyla takip etmeye çalışıyorum.

Bu hengamede Messina’da Schillaci diye bir adam var. Pek tanınmıyor. Ağabeyimle dikkat kesiliyoruz kendisine. Futbolculuğu belki bir Maradona değil ama içimize işliyor gol koklama yeteneği. Serie B’de gol krallığını kazanmış ve 1989 yılında Juventus’a gelmiş. Dikkat kesilin bu uşağa diyorum, mahalledeki boş arsada beraber top peşinde koşturduğum tüm arkadaşlarıma.

Hem bir kere ismini okumak çok güzel. 12-13 yaşında bir veledim. Mahalle maçlarında Prekazi gibi top oynuyorum. Sol ayaksa sol ayak, süper ortaysa süper orta. Paso Prekazi deyip duruyorum ama onunla beraber okunuşuna ayrı bir hasta olduğum Skilaçi deyip duruyorum. Ağzımdan düşmüyor Skilaçi lafı. Arkadaşlarım da kim lan bu Skilaçi diyorlar. Yaaa, çok baba bir golcü, o biçim bir adam, hastasıyım, bitiyorum lan kendisine diyorum. Ama tanımıyorlar ki, hiçbiri bilmiyor. Nereden bulursun böyle ne idüğü belirsiz adamları diyorlar. Kızıyorum. Görüşürüz diyorum. Bir gün bu ismi anacaksınız, size nasıl bir adam olduğunu kanıtlayacak diyorum. Önceden görmüşüm marifetlerini ve bu adam tüm dünya tarafından muhakkak tanınacak diyorum.

Hem ismini okumak… Skilaçi… Boru mu? Lazca’yı bilen biri olarak Lazca’ya acayip yakın bir dil. Hem Lazca’da Laççi demek köpek anlamına geliyor. Köpek gibi oynuyor adam, yani atıyor golleri. Argo anlamda köpek gibi… Müthiş.. İsmi bile çekmiş zaten beni.

Bir patlasa da arkadaşlarım, yedi düvel duysa adamımın adını diyorum. Ve 1990 Dünya Kupası.. Yer İtalya. Maradonalar revaçta. Ama patlıyor Schillaci. Adamım nihayet tüm dünyaya adını kazıyor. 6 golle kral oluyor dünya kupasında. Dünya Kupası oynanırken gururum tavan yapmış, arkadaşlarımın yanında nasıl da kasılıyorum. Eee, yaş o esnada 14. Bir iki yıl sabretmişim şu arkadaşlarıma Schillaci’yi kanıtlatacağım diye. Benden mutlusu yok.

Komik bir hikaye vardır hani efsaneleştirilen. Özkan Sümer’e sormuşlar İtalya 90 Dünya Kupası’nda en çok kimi beğendiniz diye. Olivetti demiş. Nasıl yani diye sormuşlar. Yahu, her golden sonra onun adını yazıyorlardı televizyonda diye cevaplamış. Ne Olivetti’si? 90 Dünya Kupası’ndaki her maçta yer alsaydı Olivetti ile beraber sürekli Schillaci yazacaktı belki de.

2 yıl sonrasında İnter’dedir bu gürbüz delikanlı. İnter'de iki yıl oynadıktan sonra 1994 yılında Japon takımı Jubilo Iwata’ya gider, üç yıl oynar ve 1997 yılında bu güzel adam bırakır futbolunu.

Ah be Skilaçi. Adamımdın sen benim…

2 yorum:

Kansu Vargün dedi ki...

Valla onun kadar tatmin etmez belki ama,okunuş benzerliği olarak var bi tane daha.

Sebastian Squilacci.

Fransız defanstır,iyidir de hatta.Sevilla'da hatta :D

Atilla Çelik dedi ki...

Evet biliyorum onu da. Ama benim Skilaççi daha gürbüz işte, bana ne de bana ne :D

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails